Her İki Gençten Biri Mutluysa, Diğeri Ne Hissediyor?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre her iki gençten biri kendini mutlu olarak tanımlıyor. İlk bakışta umut verici görünen bu istatistik, aslında satır aralarında bize çok daha derin, hatta biraz da endişe verici bir tablo çiziyor. Çünkü bu tablo, aynı zamanda diğer yarının ya mutsuz ya da kararsız olduğunu gösteriyor. Z kuşağının içinde yer […]

Melih Kadir EFE - Marmara Bölge: Balıkesir Son Dakika Haberleri ile Hava Durumu

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre her iki gençten biri kendini mutlu olarak tanımlıyor. İlk bakışta umut verici görünen bu istatistik, aslında satır aralarında bize çok daha derin, hatta biraz da endişe verici bir tablo çiziyor. Çünkü bu tablo, aynı zamanda diğer yarının ya mutsuz ya da kararsız olduğunu gösteriyor.

Z kuşağının içinde yer aldığı 18-25 yaş arası gençlerin yarısının “mutluyum” diyebilmesi bile bu dönemde büyük başarı sayılabilir. İşsizlik, geçim derdi, gelecek kaygısı, sosyal medya baskısı ve çevresel krizlerin gölgesinde büyüyen bir kuşaktan bahsediyoruz. Bu gençler, dijital çağın hızına ayak uydurmak zorunda kalırken bir yandan da eski nesillerin “bizim zamanımızda…” diye başlayan yükleriyle baş etmeye çalışıyor.

Ama asıl önemli soru şu: Diğer yarı neden mutsuz ya da sessiz?

İşte bu sorunun cevabı, sayılardan çok daha fazlasını anlatıyor. Belki iş bulamayan bir mühendis, belki atanamayan bir öğretmen ya da sadece ne istediğini bilemeyen bir üniversite öğrencisi. Birçoğu hayata 1-0 geride başlamış gibi hissediyor. Umutlarını rafa kaldıran, sesini duyuramayan bu gençler, “mutluyum” diyemediği için değil, neden mutsuz olduklarını bile açıklayamadıkları için sessiz.

Belki de bu sessizlik, “mutlu” olduklarını söyleyenlerin içindeki kırgın mutlulukla bile karşılaştırılamayacak kadar ağır.

Yine de bu veriler, biz yetişkinlere bir sorumluluk yüklüyor. Geleceğin mimarları olan bu gençlere umut olmak, sadece istatistiklerde değil; sokakta, okulda, iş yerinde, evde yanlarında olduğumuzu göstermek zorundayız.

TÜİK verileri yalnızca rakam değil; gençlerin ruh haline tutulmuş bir aynadır. O aynaya bakınca, yalnızca mutluluğu değil, ihmal ettiğimiz umutları da görmek gerekiyor.

 

Exit mobile version