Karatay, Türk kahvesinin az veya orta kavrulmuş ve Türk usulü pişirildiğinde kanserojen olmadığını ve hatta bazı kanser türlerini önleyici etkisi bulunduğunu belirtti. Ancak filtre kahve konusunda uyarıda bulunan Karatay, kahvenin cinsine ve kullanılan filtrenin türüne göre sağlığı olumsuz etkileyebileceğini vurguladı. Özellikle beyaz veya kahverengi kağıt filtrelerde kullanılan kimyasalların sıcak kahveyle birlikte vücuda geçerek DNA’yı bozabileceğini ve Alzheimer, tiroidit gibi kronik hastalıklara yol açabileceğini ifade etti.

Prof. Karatay, filtre kahve hazırlarken aromalı katkı maddeleri, hazır kremalar ve monosodyum glutamat (Çin tuzu) gibi katkılardan uzak durulması gerektiğini de söyledi. French press gibi sağlıklı filtreleme yöntemlerinin tercih edilmesini öneren Karatay, evde yapılan kahvenin sağlık açısından en güvenli seçenek olduğunu belirtti.
Programda ayrıca granül kahve ve hazır kahvelerin yüksek risk taşıdığını söyleyen Karatay, kahvenin dibine çöken tortuların ve doğal yağlarla karıştırılmasının sağlıklı bir içim sunduğunu dile getirdi. İsteğe bağlı olarak üzerine köy tereyağı veya hindistan cevizi yağı eklenebileceğini belirtti.

Prof. Karatay, kahve konusundaki açıklamalarının yanı sıra sesini ve adını kullanarak yapılan sahte ürünlere karşı da uyardı. Dolandırıcıların yapay zeka ile ürettiği sahte ürünlerin sağlık üzerinde ciddi riskler taşıdığını vurguladı.
Karatay’ın açıklamalarına göre, Türk kahvesi şekersiz olarak tüketildiğinde yüksek antioksidan ve polifenol içerir, bu da sağlığı destekler ve kanser riskini azaltır. Prof. Karatay, izleyicilere sağlıklı bir kahve deneyimi için katkısız ve doğal ürünleri tercih etmeleri tavsiyesinde bulundu.

Serpil ADAK

