Gazze’de Sessizlik Başladı Ama Gerçek Barış Henüz Uğramadı

Dünyanın gözü bir kez daha Ortadoğu’ya çevrildi. 734 gündür süren kan, gözyaşı ve enkazın arasında nihayet “ateşkes” kelimesi yeniden duyuldu. ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamasıyla İsrail ve Hamas arasında barış planının ilk aşamasına geçildiği ilan edildi. Kağıt üzerinde bu bir başarı gibi görünüyor, ancak gerçek anlamda bir “barıştan” söz edebilmek için yalnızca silahların susması yetmiyor. […]

Nail TIKIT 1 - Marmara Bölge Gazetesi

Dünyanın gözü bir kez daha Ortadoğu’ya çevrildi. 734 gündür süren kan, gözyaşı ve enkazın arasında nihayet “ateşkes” kelimesi yeniden duyuldu. ABD Başkanı Donald Trump’ın açıklamasıyla İsrail ve Hamas arasında barış planının ilk aşamasına geçildiği ilan edildi. Kağıt üzerinde bu bir başarı gibi görünüyor, ancak gerçek anlamda bir “barıştan” söz edebilmek için yalnızca silahların susması yetmiyor.

Ateşkesin haberi geldiği an, Gazze’nin üzerinde iki duygu aynı anda gezindi: Umudun titrek sesi ve korkunun köklü yankısı. Çünkü orada yaşayanlar için “ateşkes” sözcüğü, her defasında kısa bir nefes arası, bir moladan ibaret oldu. Çocuklar belki bir geceyi sessiz geçirecek, anneler bir kez olsun gökyüzüne füzeler yerine yıldızlara bakabilecek. Fakat yarın sabah aynı toprakta aynı endişe yine uyanacak.

Bir Kağıt, Bir İmza, Bir Gerçeklik

Trump’ın duyurduğu plan, diplomatik bir masa başarısı gibi sunuluyor. Ancak bu masalarda oturanların çoğu, o bombaların altındaki çocukların adlarını bilmiyor. Barış imzaları genellikle sert ellerle atılır; elleri titreyenler, elleri nasır tutanlar o masalara hiç davet edilmez.

Bu anlaşma, Gazze’nin nefes almasını sağlayabilir ama aynı zamanda bir kez daha “koşullu barış”ın kapısını aralayabilir. Savaşın yıktığı binalar yeniden yapılabilir, ama yıkılan güveni onarmak uzun yıllar alacak.

Ateşkes Bir Başlangıçtır, Son Değil

Eğer gerçekten kalıcı bir barış isteniyorsa, öncelikle insanların yaşama hakkı üzerinden politika yapılmamalı. Gazze’deki çocukların hangi bayrağa baktığı değil, gökyüzüne korkmadan bakabilmesi konuşulmalı. Bu ateşkes, bir başlangıç olabilir — ama ancak insanlık susmazsa.

Dünya bu kez izlemek yerine sorumluluk almak zorunda. Çünkü barış, yalnızca silahların değil, sessiz kalan vicdanların da susturulmasıyla kaybedilir.

Barışın Gerçek Sınırı

Gazze’de barışın sınırları, harita üzerinde çizilen hatlardan değil, kalplerde çizilen nefretlerden geçiyor. Eğer o nefret çizgileri silinmezse, hiçbir coğrafya gerçekten huzur bulamaz.

Bu yüzden asıl görev, liderlerin değil; gerçeği yazmaya, anlatmaya, hatırlatmaya devam eden insanların. Çünkü dünya, unutulduğu zaman yeniden kanıyor.

Gazze’de bugün sessizlik var. Ama bu sessizlik, eğer sahip çıkılmazsa, yarın yine siren seslerine karışabilir.

 

Exit mobile version