Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nihan Merve Kuşdoğan

FİJİ HAKKINDA MERAK EDİLENLER

Günümüzün en popüler tatil bölgelerinden biri olan Fiji Cumhuriyeti veya yaygın söylenişi ile Fiji, kadim toplulukların yüzlerce yıldır üzerinde var olduğu bir ülke. Ancak Fiji’nin modern dünyada bilinir hale gelmesi ancak 17. yüzyılda, Avrupalı kâşiflerin bölgeye düzenlediği seferler ile mümkün oldu. Ülke, bu tarihten sonra pek çok işgal ile karşılaştı, uzun bir dönem İngiliz sömürgesi altında varlığını sürdürdü. Fiji halkı, ancak 1970 yılında bağımsızlığını ilan edebildi.

**

İşte bu uzun süreli işgal ve sömürge dönemi, Fiji’de eski ile yeni kültürün kaynaşmasına neden oldu. Bununla birlikte Fiji, sıra dışı tarihi ve renkli kültürüyle günümüzün en sıra dışı coğrafyaları arasında. Üstelik ülkenin konumu ve demografik yapısı, Fiji’yi oldukça ilginç bazı unsurların ana vatanı haline getiriyor.

Fiji, 332 adadan oluşuyor. Pek çok insan, Fiji’nin bir ada ülkesi oluğundan haberdar. Fakat ülkenin 332 adadan oluştuğu gerçeği, çoğu zaman gözden kaçırılıyor. Bununla birlikte Fiji, Yeni Zelanda ile Hawai arasındaki yüzlerce adadan oluşsa da nüfusun büyük bölümü yalnızca 4 farklı adaya dağılmış durumda: Viti Levu, Vana Levu, Ono-i-Lau ve Kadavu Adaları. Bu dört ada, aynı zamanda 332 ada içerisinde en geniş olan kara parçaları konumunda. Ülkedeki en büyük ada unvanını elinde bulunduran Viti Levu Adası ise Fiji’nin başkenti Suva’ya ev sahipliği yapıyor.

Ülkenin 3 farklı resmi dili var. Ülkedeki nüfusun yaklaşık yüzde 55’inin oluşturan yerli halk, iTaukei olarak da isimlendirilen Fiji dilini konuşuyor. Fiji nüfusunun yaklaşık yüzde 37’sini oluşturan Hint kökenlilerin konuşma dili ise Hintçe. Son olarak uzun yıllar boyunca İngiliz sömürgesi altında kalan Fiji’de İngilizce de resmi dillerden biri olarak kabul ediliyor. Fiji bayrağı, ülkenin hem coğrafi özelliklerine hem de tarihine atıfta bulunan unsurlarla dolu. Bayraktaki mavi zemin, hem denizi hem de denizin büyük bir öneme sahip olduğu Fiji’nin kendisini simgeliyor.

Bayrakta yer alan Hindistan cevizi ağacı, şeker kamışı, muz ve güvercin ise Fiji için oldukça önemli diğer unsurlardan. Beyaz güvercin, elbette barışı simgeliyor. Hindistan cevizi ağacı, şeker kamışı ve muz ise ülkedeki temel gıda ürünleri arasında. Ayrıca pençeleri arasında bir Hindistan cevizi tutan altın renkli aslan da Fiji bayrağının dikkat çeken unsurlarından biri. Bununla birlikte Fiji bayrağındaki en ilginç şey, bayrağın sol üst köşesinde yer alan ve tüm zeminin dörtte birini kaplayan Birleşik Krallık bayrağı.

“Kava” isimli geleneksel bir içecekleri var. Kava içme geleneği, ülkedeki çok sayıdaki kadim gelenekten sadece biri. “Acı” anlamına gelen kava, adını Pasifik bölgesinde yetişen bir bitkinin kökünden alıyor. Geleneksel içeceğin hazırlanmasında da bu bitki kökü kullanılıyor. Genellikle doğal yöntemlerle kurutulan bu kök, daha sonra su ile karıştırılıyor ve kava isimli içeceğin hazırlanmasında kullanılıyor. Aynı zamanda sakinleştirici özelliklere sahip olduğu bilinen içecek, bitkisel bir ilaç olarak da tüketiliyor.

Fiji, maymun suratlı yarasaların ana vatanı. “Kokoda” Fiji’nin en sevilen geleneksel lezzetleri arasında üst sıralarda yer alıyor. Bu sıra dışı yemeğe dair en dikkat çeken unsur ise tamamıyla çiğ balık etinden hazırlanıyor olması. Geleneksel yöntemlerle hazırlanan Kokoda, Hindistan cevizi sütü, limon, soğan ve biberden oluşan bir karışımla marine ediliyor. Ardından herhangi bir pişirme işlemi olmaksızın tüketiliyor.

Ateşte yürüme geleneği ilk defa Fiji’de ortaya çıktı. Bugün dünyanın farklı coğrafyalarında görebileceğimiz, ateşte yürüme geleneği günümüzden 500 yıl önce Fiji’de ortaya çıktı. Efsaneye göre uzun zaman önce Fiji’de yaşayan Tunaiviqalita isimli genç bir adamdan bir yılan balığı avlaması istendi. Ancak Tunaiviqalita, bu av girişimi sırasında bir yılan balığı yerine, kazara kutsal bir ruh yakaladı. Bu kutsal ruh, kendisini serbest bırakması halinde genç adama “ateşi kontrol etme” yetisi bahşedeceğine söz verdi ve daha sonra tüm dünyaya yayılan ateşte yürüme geleneği, bu şekilde ortaya çıktı.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER