Müziğiyle yıllardır geniş kitlelere hitap eden, aynı zamanda doktor kimliğiyle de tanınan Ferhat Göçer, Ahmet Mümtaz Taylan’ın sunduğu ‘Empati’ programında duygularını saklamadı. Geçmişin yükünü hâlâ taşıdığını söyleyen sanatçı, “Geçmişe saplantılı biriyim. Bazen kendimi o karanlığın içinde kaybolmuş gibi hissediyorum” dedi.
Göçer, ruhsal durumuna dair “Sınırdayım… Belki de borderline (sınırda kişilik bozukluğu) durumundayım” diyerek kırılgan yapısını cesurca dile getirdi. “Hayatta beni meşguliyet kurtarıyor. Aksi halde düşüncelerime yenik düşüyorum” sözleri, sanatçının içsel mücadelesini gözler önüne serdi.
Henüz 1 yaşına bile gelmeden kaybettiği kardeşi Serhat’ın hayatındaki yerini anlatırken gözler doldu. Göçer, doktorluk mesleğine yönelmesinde Serhat’ın büyük payı olduğunu belirterek, “Belki de hekimliği Serhat için bırakmadım” dedi.
Aşkı “patolojik bir durum” olarak tanımlayan Ferhat Göçer, 18 yıldır hayatını paylaştığı Ömür Gedik’le olan ilişkisine dair, “Hiçbir ortak yanımız yok ama hâlâ birlikteyiz. Demek ki bizi bir arada tutan başka bir bağ var” sözleriyle dikkat çekti. Özel hayatındaki hataları da cesurca kabul eden sanatçı, “Bütün suç bende. Gerçekten özel hayat konusunda sınıfta kaldım” ifadelerini kullandı.
Babalık konusuna da değinen Göçer, oğluyla olan bağı için “Onun için gözümü bile kırpmam, hiç düşünmeden canımı veririm” diyerek duygusal bir çıkış yaptı.
Müzik dünyasına dair değerlendirmelerde bulunan Ferhat Göçer, Türk pop müziğini beş ayrı döneme ayırdığını ve kendini 90’lar kuşağının temsilcisi olarak gördüğünü söyledi. Yeni nesil isimlerden Blok3, Semicenk ve Edis’i “Beşinci kuşak” olarak nitelendiren sanatçı, “Artık tanınmak bile büyük mesele, zamanın ruhu tamamen değişti” diyerek sektördeki dönüşüme dikkat çekti.
HABER MERKEZİ