Geçtiğimiz yıl elektrifikasyon için 10 trilyon yen (yaklaşık 68 milyar dolar) bütçe ayıran şirket, bu rakamı birkaç ay önce yüzde 30 oranında düşürdü. Ayrıca 2030 yılına kadar satışlarının yüzde 30’unun tamamen elektrikli modellerden oluşması hedefi de rafa kalktı.
Honda, yaptığı son açıklamada karbon nötrlüğün tek yolunun bataryalı elektrikli araçlardan geçmediğini vurguladı.
“Amacımız Sadece Elektrikli Araçlar Değil, Karbon Nötr Gelecek”
Honda Avustralya’nın yeni CEO’su Jay Joseph, Avustralya’nın otomotiv basınından Drive’a verdiği röportajda şunları söyledi:
“Elektrikli araçlar nihai varış noktası değil. Bataryalı elektrikli araçlar karbon nötr bir gelecek için önemli bir adım olsa da tek çözüm değil. Katı hal bataryalar üzerinde çalışıyoruz ancak hedefimiz yalnızca bataryalı araçlar değil, karbon nötr bir ulaşım sağlamak. Yakın ve orta vadede en uygulanabilir seçenek bu olsa da altyapı uygun hale geldiğinde yakıt hücreli elektrikli araçları da devreye almayı planlıyoruz.”
Hidrojen Teknolojisine Geri Dönüş
Honda, Clarity modeliyle hidrojenli araçlara erken veda etmiş olsa da bu teknolojiden tamamen kopmadı. Kısa süre önce tanıtılan CR-V e:FCEV modeli, hidrojen yakıt hücresi ile bataryayı bir arada sunuyor. 17,7 kWsa kapasiteli şarj edilebilir batarya, araca ek olarak 47 kilometrelik tamamen elektrikli menzil sağlıyor.
Toyota ve Hyundai de hidrojen teknolojisi üzerine çalışmalarına devam ederken, BMW ise Toyota ile ortaklık yaparak 2028’de yakıt hücreli bir modeli piyasaya sürmeyi hedefliyor. Buna karşılık Stellantis, hidrojeni “dar bir pazar” olarak görerek bu alandaki tüm projelerini durdurdu.
Toyota, Honda gibi güç aktarma teknolojilerinde çeşitliliğe inanan markalardan biri. Şirket; Mazda ve Subaru ile birlikte sıvı hidrojen, biyoyakıt ve sentetik yakıtla çalışabilen, karbon nötr içten yanmalı motorlar geliştirmeye odaklanıyor.
HABER MERKEZİ

