Annelik kavramı başlı başına hem dikenli hem de güllerle dolu bir süreç. Bu süreç içinde gerek bebeğin fiziki gelişimi gerekse ruhsal gelişiminde annenin ve bebek bakımını üstlenen kişilerin rolleri hayli büyük oluyor.
Son zamanlarda uzmanların en sıklıkla karşılaştığı bebek gelişimindeki olumsuz durumlardan bir tanesi de maalesef ekrana uzun süre maruz kalmış çocukların yaşadıkları sorunlar üzerine. Ben de anne olmadan önce çevremde iyi ve kötü örnek adı altında deneyimlediğim bebek gelişiminden yola çıkarak daha oğlum karnımdayken ekransız bir üç sene için öncelikle kendime söz verdim ve bebeğim doğduğu günden itibaren itina ile bu özel ve güzel sürece kendimi adadım.
Ekransız bir hayat nasıl olur düşüncesi beni hiç endişelendirmedi ,çünkü televizyon hayatım neredeyse hiç yoktu ekransız hayat benim için bir süreçten ziyade artık yaşamın rutini olmaya çoktan başlamıştı bile…
Ekran ile bebeğin gerek fiziksel gerekse ruhsal yoksunluk çekeceği endişesi ile kendim ve bebeğim için bu güzel adımı attım. Ekran yerine bebeğime daha faydalı zaman sunmayı kendime hedeflemiştim. Öncelikle bebeğim için yapacağım en güzel etkinliğin ona uyku saatleri öncesinde kitap okumanın olacağını düşünmüştüm. Çevremdekilerin bazılarının aman bu bebek ne anlayacak kitaptan söylemlerine kulak tıkadım ve yolumu çoktan çizmiştim.
Ekransızlık bizim hayatımızda bu süreçte başlamış oldu. Evimizde iki televizyon olmasına rağmen bu yeni bebekli hayatımızda iki televizyonu da açmama kararını eşim ile birlikte aldık ve 31 aydır devam ettiriyoruz.
Ekransızlık adeta buğulu bir pencere, buğusunu araladıkça gökyüzünün mavisine kavuşuyorsunuz, evladınıza verdiğiniz emeklerin meyvesini de tek tek en sağlıklı şekilde toplamaya başlıyorsunuz. Ekranın bebekler üzerine vermiş olduğu en büyük zararlardan bir tanesini anne gözünden sizlerle paylaşmak isterim. Bebeklerin dil gelişimini en derinden etkileyen faktörlerden birisi de uzun süre ekran. Benim için bebek dahi olsa iletişim dilinin oluşması önceliğimdi.
Bebekler beyin yapılarının gelişimsel sürecini ilk 36 ayda yüzde 90 olarak tamamlamaktadırlar. Bu süreçte bebeklerin zihinsel gelişimlerimi dijital ortamlardan değil de sosyal ortamlar,3 boyutlu obje ve nesnelerle temasları, yüzyüze ve göz teması ile birebir iletişim kurarak gerçekleşmektedir. Bilimsel araştırmalara göre bebeklerin ekrandan 0-3 yaş arasında uzak tutulması gerektiği. Ekrana maruz bırakılan çocuklarda en sıklıkla karşılaşılan durum kelime hazinesinin yaşıtlarına ve bekelenene göre az ya da sınırlı olması. 2 Yaşına gelmiş lakin iki kelime kullanamayan çocukların dijital kutulara bağımlı olması son derece üzücü bir süreç.
Elbette ekran ile büyüyen çocuklar için bu durum henüz geç değil ne kadar erken ekrandan bebeklerinizi uzaklaştırırsanız bebeğinizdeki o bilişimsel gelişim hızına şahitlik edeceksiniz.
Ekransız bir hayat inanınki mümkün evet anne için kendine zaman ayıracağı bir an ve bir alan yaratması zor gibi gözükse de bu durum aşıldığında bebeğiniz ile kaliteli vakitler geçirdiğinizde dünyaya bedel olduğunu görmüş olacaksınız…
İştahsız bebekli annelerin öncelikleri de bebeklerinin beslenmesi için ekrana başvurmaları. Oğlum iştahsız bir bebek olmasına rağmen her zaman zihinsel açlığın doyrulmasının daha zor olduğunu fiziki açlığın ise zamanla tamamlanacağını savunmuşumdur. Fiziki olarak zayıf bir bebekten ziyade sosyal becerisi zayıf bir bebek beni daha çok endişelendirmiştir. Bu yüzden de yemeklerde dahi bebeğimi başka bir şeyler ile yemek yemeğe teşvik etmekteyim. Bu sayede bebeğimin yemek eylemini ekran ile aracı kılmamış oluyor hem birlikte güzel ve neşeli zaman geçirip birbirimizin ruhlarını doyuruyor hem de bebeğimin fiziken bedenini doyurmuş oluyorum.
Anne adayları ve çiçeği burnundaki annelere naçizane tavsiyem ekranı bebeğiniz ile kendiniz aranızda araç olarak kullanmayınız.
Nuray Altay Püsküllüoğlu
YORUMLAR