Eğitim, bir toplumun geleceğe açılan kapısıdır. Ancak ülkemizde bu kapının anahtarı sürekli değişiyor. Her yıl yeni bir sınav sistemi, farklı bir müfredat, değişen yönetmelikler derken, öğrencilerimiz bu değişim rüzgarında savrulup gidiyor. Peki, eğitim sisteminin sürekli değişmesi en çok kimi etkiliyor? Tabii ki öğrencileri…
Değişim Mi? Karmaşa Mı?
Değişim, gelişimin doğal bir parçasıdır. Ancak eğitimde değişim, belirli bir planlama ve istikrar gerektirir. Maalesef ülkemizde eğitim sistemine getirilen yenilikler, çoğu zaman yeterli hazırlık yapılmadan ve deneme-yanılma yöntemiyle uygulanıyor. Bugün liseye geçişte uygulanan sınav sistemi, birkaç yıl sonra tamamen değiştiriliyor. Aynı durum üniversite sınavları ve ders içerikleri için de geçerli. Öğrenciler, eğitim hayatlarının en önemli dönemlerinde belirsizlik içinde kalıyorlar.
Bir öğrenci düşünün; 8. sınıfta TEOG sınavına hazırlanan bir çocuk, birdenbire LGS sistemine adapte olmaya çalışıyor. Üniversite sınavına hazırlanan bir lise öğrencisi ise YKS’nin TYT ve AYT oturumları arasında bocalıyor. Sadece sınav sistemleri değil, ders içerikleri ve müfredatlar da sürekli değişiyor. Daha dün zorunlu olan bir ders, bugün seçmeli hale getirilebiliyor. Bu durumda öğrenciler, hangi konulara ağırlık vereceğini, hangi kaynakları kullanacağını bilemiyor.
Kaygı ve Motivasyon Kaybı
Sürekli değişen eğitim sistemi, öğrencilerde kaygı ve stres seviyesini artırıyor. Sınav sisteminin değişmesi, müfredatın yenilenmesi, ders kitaplarının farklılaşması derken öğrenciler adeta deney tahtasında gibi hissediyor. Bu belirsizlik, öğrencilerin motivasyonunu düşürüyor. Özellikle sınav senesindeki öğrenciler, değişen kurallar ve sistemler yüzünden gelecek kaygısı yaşamaya başlıyorlar.
Veliler de aynı belirsizlikten nasibini alıyor. Çocuklarının eğitim hayatını planlamakta zorlanıyorlar. Özel dersler, kurslar, test kitapları derken aile bütçeleri zorlanıyor. Her değişiklik yeni bir maliyet anlamına geliyor. Eğitimde istikrarın olmaması, hem öğrencilere hem de ailelere ciddi bir yük bindiriyor.
Eğitimde İstikrar Şart!
Eğitim sistemi, uzun vadeli bir planlama gerektirir. Yıllarca süren çalışmalar sonucunda oturmuş bir sistemin kökten değiştirilmesi yerine, mevcut sistemin eksikliklerini gidermek çok daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Öğrencilerin akademik başarılarının yanı sıra psikolojik ve sosyal gelişimleri de düşünülmelidir. Sürekli değişen kurallar ve sistemler, öğrencilerin sadece ders notlarını değil, aynı zamanda özgüvenlerini ve geleceğe bakış açılarını da olumsuz etkiliyor.
Eğitim politikalarının kısa vadeli siyasi çıkarlar yerine, bilimsel veriler ve uzman görüşleri doğrultusunda şekillendirilmesi gerekiyor. Her değişim öncesinde pilot uygulamalar yapılmalı, değişimin öğrenciler üzerindeki etkileri titizlikle analiz edilmelidir. Eğitimde istikrar sağlanmadığı sürece, öğrencilerimiz bu belirsizlik içinde kaybolmaya devam edecek.
Eğitim, gelecek nesillerin hayatını şekillendiren en önemli unsurdur. Sürekli değişen eğitim sistemleri, öğrencilerin başarılarını ve hayallerini olumsuz etkiliyor. Her yıl değişen sınav sistemleri ve müfredatlar, gençlerin üzerinde gereksiz bir yük oluşturuyor. Eğitimde reform şart ama bu reformların sağlam temeller üzerine oturtulması ve uzun vadeli planlarla desteklenmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde öğrencilerimiz, geleceğe umutla bakan, özgüvenli bireyler olarak yetişebilirler.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize daha adil, daha istikrarlı ve daha umut dolu bir eğitim sistemi sunmak hepimizin sorumluluğudur. Eğitimdeki değişimlerin öğrencilerin önünü açan, onlara fırsatlar sunan bir yapıda olması dileğiyle…