İzmir’in popüler sahil köyleri artık kalabalıktan geçilmiyor ama hâlâ “o eski Ege”yi yaşamak mümkün. Urla’ya bağlı Özbek Köyü, gürültüden uzak, doğayla iç içe yaşamak isteyenleri kendine çekiyor. Taş sokaklarında yürürken Ege’nin en sade ve en içten yüzüyle karşılaşıyorsunuz.
Tarihi Bir Atmosferde Zaman Yolculuğu
Özbek Köyü’nde dolaşırken kendinizi bir film sahnesinin içinde gibi hissediyorsunuz. Yüz yıllık taş evlerin gölgesinde sabah çayı içen köylüler, köşe başında domates-kekik karışımıyla yapılan gözlemeler, el emeğiyle örülmüş sepetler… Hepsi bir zaman kapsülünden çıkmış gibi. Bu köyde geçmişle bugün iç içe yaşıyor.
Akkum Plajı: Ege’nin Sessiz Vahası
Köye sadece birkaç dakikalık mesafedeki Akkum Plajı, kalabalık Alaçatı veya Çeşme plajlarından çok farklı. Temiz ve serin sularında yüzmek, sessizce kitap okumak ya da sabah güneşiyle yoga yapmak isteyenler için ideal. Özellikle yaz aylarında bile aşırı kalabalık olmaması, bölgenin en değerli özelliklerinden biri.
Doğayla El Ele Bir Kaçış Rotaları
Köyün çevresi zeytinlikler ve çam ormanlarıyla çevrili. Sabah yürüyüşleri için harika rotalara sahip olan Özbek, doğayla baş başa kalmak isteyenler için biçilmiş kaftan. Zeytin ağaçlarının gölgesinde uzun yürüyüşler, deniz manzaralı patikalarda bisiklet turları ya da sadece sessizlik içinde kuş seslerini dinlemek… Özbek, bedenin ve ruhun aynı anda dinlendiği bir yer.
Mart Dokuzu Ot Bayramı: Ege Kültürünün Kalbi
Mart ayının başlarında düzenlenen Mart Dokuzu Ot Bayramı, sadece Özbek’e özel bir gelenek. Yöre halkı sabahın erken saatlerinde dağlara çıkar, şifalı Ege otlarını toplar. Ardından köy meydanında kurulan tezgâhlarda bu otlardan yapılan nefis yemekler servis edilir. Müzikler eşliğinde danslar edilir, dostluklar pekiştirilir. Gerçek Ege kültürünü yaşamak isteyenler için bu bayram kaçırılmaz bir deneyimdir.
Zeytinyağlıdan Fırın Ekmeğine: Özbek’te Sofralar Bir Başka
Özbek mutfağında Ege’nin tüm sadeliği ve lezzeti kendini gösteriyor. Zeytinyağlı enginar, kabak çiçeği dolması, taze otlu börekler ve denizden gelen mis gibi balıklar… Tüm yemekler köyde yetişen ürünlerle, köy fırınlarında, köy usulü pişiriliyor. Üstelik her lokma, köylülerin sıcacık sohbetleriyle birleşince, sofralar birer anıya dönüşüyor.
Sakinliğe ve Gerçek Hayata Açılan Kapı
İzmir merkeze sadece 45 kilometre uzaklıkta ama sanki başka bir evrende. Burada trafik sesi yok, acele yok, koşturmaca yok. Yerine kuş sesleri, sohbet eden insanlar, zamanın yavaşladığı anlar var. Sabah kahvesi, tarihi taş bir evin önünde; akşamüzeri ise zeytin ağaçlarının altında gün batımıyla iç içe geçiyor.
Özbek’ten Davet Var: “Yavaşla ve Hisset”
Özbek Köyü bir tatil rotası değil, bir yaşam önerisi. Modern hayattan yorulanlara, Ege’nin en saf halini hissetmek isteyenlere, doğayla yeniden bağ kurmak isteyenlere açık bir davet:
“Yavaşla. Kalabalıktan uzaklaş. Ve hayatı yeniden hisset.”
İzmir’in keşfedilmemiş güzelliklerinden biri olan Özbek Köyü, sana da bir nefeslik huzur, bir ömürlük anı sunabilir. Alaçatı’da selfie kuyruğunda beklemek yerine, Özbek’te bir çınar gölgesine oturmayı denemeye ne dersin?
Şefiye YILDIRIM