Edremit, tarihi M.Ö. 7. yüzyıla kadar uzanan köklü bir geçmişe sahiptir. Antik Yunan döneminde Adramytteion adıyla bilinen bu şehir, zengin zeytinyağı üretimiyle tanınırdı. Antandros Antik Kenti gibi önemli yerleşim yerlerine ev sahipliği yapan Edremit, dönemin ticaret ve kültür merkezi olarak dikkat çekmiştir. Kaz Dağları eteklerinde yer alan bu antik kent, mitolojik hikayelerde de sıkça adı geçen bir bölgedir.
Osmanlı Dönemi ve Zeytinyağı Ticaretinin Altın Çağı
Osmanlı döneminde de önemini koruyan Edremit, özellikle zeytinyağı üretimiyle ün kazandı. Bölge, hem tarımsal üretimi hem de ticaret yolları üzerindeki stratejik konumuyla zengin bir ticaret merkezi haline geldi. Edremit Körfezi’nde üretilen zeytinyağları, Osmanlı sarayının mutfaklarında dahi tercih edilirdi. Bu dönemde Edremit, kültürel ve ekonomik bir merkez olma özelliğini sürdürdü.
Modern Dönemde Edremit’in Dönüşümü
Cumhuriyet dönemiyle birlikte modernleşme sürecine giren Edremit, tarımsal üretimini artırarak ekonomik kalkınmasını hızlandırdı. Günümüzde zeytin ve zeytinyağı hala Edremit’in en önemli değerleri arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra, turizm sektöründe de büyük bir ivme yakalayan Edremit, Kaz Dağları’nın eteklerindeki doğal güzellikleri ve termal kaynaklarıyla yerli ve yabancı turistlerin gözdesi haline geldi.
Edremit’te Keşfedilecek Tarihi Yerler
Edremit’in tarihi dokusunu keşfetmek isteyenler için Antandros Antik Kenti mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir nokta. Bunun yanında, Osmanlı döneminden kalma camiler ve tarihi konaklar, bölgenin kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor. Tarih boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan Edremit, hem geçmişin hem de günümüzün ruhunu bir arada sunuyor.
Edremit, antik çağlardan modern döneme kadar tarih, kültür ve doğanın iç içe geçtiği bir yaşam alanı sunuyor. Binlerce yıllık geçmişiyle ziyaretçilerine adeta bir zaman yolculuğu yaşatan bu şehir, Ege’nin eşsiz güzelliklerini ve köklü tarihini bir arada görmek isteyenler için ideal bir rota. Edremit’i keşfetmek, sadece bir seyahat değil, tarihe dokunma fırsatıdır.
Havva ERTÜRK