İstanbul: Yazarlar, dünyanın en güzel şehirleri listesinde ilk sıraya İstanbul’u koymuş. Nasıl koymasınlar ki? Tarihi, mimarisi ve kültürü ile İstanbul gerçekten eşsiz bir yer. Bu şehrin geleneksel güzelliğini görmek için ise en iyi yer kesinlikle feribotları. Boğaz’ın üzerinde seyahat ederken Roma surlarını, sarayları, yalıları, köşkleri ve bahçeleri birbiri ardına görebilir, bunların tepelerindeki muazzam mimarilere sahip camiler görülebilir. Bizans ve Osmanlı döneminden kalan bolca tarihi yapıya ev sahipliği yapan İstanbul, özellikle kültürel gezi planlamak isteyenlerin tercih etmesi gereken ilk lokasyonlardan biri.
San Sebastian: İspanya’nın Bask bölgesinde yer alan San Sebastian; sanatı, enfes yemekleri ve kumsallarıyla meşhur. Zurriola plajı sörf tutkunları için, Playa de la Concha ise altın kumuyla yüzmeyi sevenler için adeta bir cennet. Yalnızca fiziksel olarak değil, kültürel olarak da fazlasıyla cazibeli bir yer olan San Sebastian’da neredeyse her hafta festival düzenleniyor. Bu da San Sebastian’ı aslında büyük bir şenlik kenti yapıyor.
Lecce: Bir film setini andıran Lecce, İtalya’nın güneyinde yer alan ve henüz keşfedilmemiş bir yer. Tarihi dokusu hiç bozulmamış, saraylar ve kiliselerle donatılmış bu şehirde kendinizi adeta Orta Çağ’da hissediyorsunuz. Ancak Lecce’nin tarihinin çok daha eskiye dayandığını hatırlatmamızda fayda var. Örneğin M.S 2. yüzyılda Romalılar tarafından inşa edilen amfitiyatro 1901 yılında keşfedilmiş. 2000 yılında bir binanın tuvalet giderinin tıkanması sonucu yapılan çalışmada ise Fransisken şapeli bulunmuş. Anlayacağınız, burası adeta bir açık hava müzesi ve muhtemelen Lecce’de henüz keşfedilmeyen yüzlerce tarihi eser var.
Havana: Arnavut kaldırımlı daracık sokaklarla çevrili bir şehir olan Havana, Latin Amerika’nın belki de en etkileyici mimarisine sahip. Büyük kaleler, otele dönüştürülmüş konaklar ve neoklasik saraylara ev sahipliği yapan şehir, oldukça eski bir atmosfere sahip. Ancak turistler en çok da buranın o eskimiş ihtişamını seviyor. Tüm bunlar Havana’yı romantik bir şehir yapsa da işin bir de diğer yüzüne bakmak lazım. Küba’da uzun yıllardır var olan ekonomik kriz, pandemide daha da derinleşti. Gıda kıtlığı, enflasyon ve Amerika’nın yaptırım uygulamasıyla kriz iyice büyüdü ve ülke tarihindeki en büyük dış göçe sebep oldu.
Udaipur: Hindistan’ın en romantik şehri olarak bilinen Udaipur, ülkenin diğer şehirlerindeki kalabalığın aksine şaşırtıcı derecede sakin ve temiz. Beyaz zarif binaları, temiz sokakları ve kirlilikten arındırılmış gölleriyle dikkat çeken şehir sanki Hindistan’a ait değilmiş gibi. Ayrıca dünyanın en iyi otellerinden biri olan Taj Lake Palace’ın buradaki Pichola Gölü’nün tam ortasında olduğunu hatırlatalım. Yüzen bir otel olan Taj Lake Palace, eskiden kralların yazlık saray olarak kullandığı bir yerdi. Daha sonra otele çevrilen mülkte 1983 yılında Bond filmi çekilmişti.
Cape Town: Dünyanın en güzel şehirleri listemizde sıra Cape Town’da! Güney Afrika’da yer alan Cape Town, belki de Afrika kıtasının en güzel şehri. Kozmopolit yaşamı, doğası ve sıcakkanlı insanlarıyla ünlü olan şehir, aynı zamanda Güney Afrika’nın en önemli liman kentlerinden biri.
Venedik: Dünyanın en fotojenik şehri olarak bilinen Venedik, görkemli saraylara ve devasa kiliselere ev sahipliği yapan çok eski bir şehir. Şehrin en güzel binalarının yan yana sıralandığı Büyük Kanal ise turistlerin uğramadan dönmediği bir yer. Yüksek binaların olmadığı, her yere yürüyerek gidebildiğiniz, yayaların geçiş hakkı için asla arabalarla savaşmak zorunda kalmadığı bu şehir, dünyanın her yerinden turisti kendine çekse de özellikle balayı tatiline çıkan çiftlerin uğrak noktası.