Türkiye ve Endonezya’nın KAAN savaş uçaklarının tedarik ve yerli üretimi için resmi bir anlaşmaya imza attığı belirtilirken, bu iş birliğinin sadece bir ticaret değil, aynı zamanda küresel dengeleri etkileyebilecek stratejik bir hamle olduğuna vurgu yapıldı. Anlaşmanın toplam bedelinin 10 milyar dolar olduğu ve iki ülke arasında savunma alanında uzun vadeli bir ortaklığın temelini oluşturduğu ifade edildi.

Türkiye Artık 5. Nesil Uçak İhraç Ediyor
Ankara’nın, yerli savaş uçağı KAAN ile beşinci nesil hava platformları geliştiren ve ihraç eden ülkeler arasına katıldığı vurgulanan haberde, bu gelişmenin Türkiye’nin uluslararası savunma pazarındaki konumunu köklü biçimde değiştireceği yorumu yapıldı. Türkiye’nin KAAN üzerinden gösterdiği mühendislik ve teknoloji kabiliyeti, özellikle Batı’nın F-35 ve Çin-Rusya ortak üretimi olan platformlar dışında alternatif arayan ülkeler için yeni bir kapı açıyor.
IDEF 2025 savunma fuarında Endonezya Savunma Bakanlığı ile imzalanan sözleşme kapsamında, 48 adet KAAN savaş uçağının teslim edileceği açıklandı. Söz konusu uçakların üretimi Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) liderliğinde gerçekleştirilecek. Aynı zamanda Endonezya’da montaj ve bakım için yerli bir altyapı kurulacak.

Savunmada Yeni Dönem: Endonezya-Türkiye İş Birliği
Anlaşmanın teknik detayları ve uygulama planları da 11 Haziran 2025’te iki hükümet arasında yapılan çerçeve protokole dayandırıldı. Söz konusu anlaşma, sadece KAAN ihracatını değil, aynı zamanda iki ülke arasında mühendislik, eğitim ve teknoloji transferini de kapsıyor. Türk mühendislerin bilgi birikimi, Endonezyalı meslektaşlarıyla paylaşılacak ve bu süreçte kalıcı bir endüstriyel ortaklık hedeflenecek.
Türk Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, bu satışın yalnızca ticari bir zafer değil, aynı zamanda teknoloji ortaklığı açısından da yeni bir çağın başlangıcı olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Endonezya’da kurulacak altyapı, dostluğa dayanan stratejik derinliğimizi yansıtıyor” denildi.

KAAN: Sadece Bir Uçak Değil, Stratejik Sembol
KAAN’ın ihracat başarısı, Türkiye’nin savunma bağımsızlığına yönelik uzun vadeli hedeflerinin bir yansıması olarak görülüyor. Hava üstünlüğü, hassas saldırı kabiliyeti ve hayatta kalma teknolojileriyle donatılmış bu platform, F-35 gibi projelere alternatif arayan ülkeler için önemli bir seçenek sunuyor.
Yunan basınında yer alan analizlerde, bu anlaşmanın sadece Endonezya’yı değil, aynı zamanda küresel savunma stratejilerini de etkileyebileceği öne sürüldü. Türkiye’nin bu adımı, Eurofighter anlaşmalarını yönlendirmeye çalışan aktörler açısından da dikkatle izleniyor.
Teslimatların 2030’lu yılların başında başlaması bekleniyor. Böylece Türkiye, sadece savaş uçağı satan bir ülke değil, aynı zamanda teknoloji ihraç eden bir savunma devi olarak anılmaya başlıyor.

HABER MERKEZİ

