Muğla’nın Bodrum ile Datça arasında kalan Kurubük Plajı, kalabalık tatil anlayışından uzaklaşmak isteyenler için eşsiz bir rota sunuyor. Ulaşımı kolay olmayan ama sunduğu manzara ve huzurla tüm zahmeti unutturan bu koy, doğayla baş başa kalmanın en saf hallerinden birini yaşatıyor. Elektronik müzik, gürültülü kalabalıklar ve sosyal medya uğultusundan uzak bir deniz tatili arayanlar için Kurubük Plajı adeta bir kaçış noktası.

Ulaşmak Zor, Vazgeçmek İmkânsız
Kurubük Plajı’na ulaşım özel araçlarla Datça yönünden sağlanabiliyor, ancak yolun son kısmında arabayla ilerlemek mümkün değil. Bu noktadan sonra ya kısa bir yürüyüş ya da tekneyle ulaşım gerekiyor. Bu zorlu yolculuk, plajın doğal yapısını korumasını sağlıyor. Gelişigüzel yapılaşma yok, tesisleşme yok. Bu sayede Kurubük hâlâ bakir kalmayı başarmış nadir yerlerden biri.
Plaj Yapısı: Taşlar, Doğal Renkler ve Kristal Su
Kurubük’ün sahili klasik kum plajlardan farklı olarak iri çakıllarla kaplı. Ayakkabısız yürümek biraz zor olsa da bu yapı denizin berraklığına doğrudan katkı sağlıyor. Göz alabildiğine uzanan mavi tonları, sabahın erken saatlerinde neredeyse cam gibi bir görüntü sunuyor. Denizin dibini net bir şekilde görebileceğiniz bu plajda yüzme deneyimi oldukça keyifli.

Şnorkelle Keşfe Çıkmak İçin İdeal
Deniz altı meraklıları için Kurubük Plajı tam bir şnorkel cenneti. Temiz ve berrak sular, kayalık dip yapısı sayesinde farklı balık türlerinin yaşam alanı haline gelmiş. Özellikle sabah saatlerinde su altında görüş netliği oldukça yüksek. Su sporlarına ilgisi olanlar için bu doğal akvaryum oldukça çekici bir deneyim sunuyor.
Kurubük Neden Hâlâ Bu Kadar Özel?
Turistik yatırımların henüz ulaşmadığı Kurubük, belki de bu yüzden hâlâ özel. Kalabalıkların işgal etmediği, doğanın sesinin bastırılmadığı bir plaj arayanlar için Kurubük hâlâ keşfedilmeyi bekleyen bir vaha. Özgürce yüzmek, doğayla baş başa vakit geçirmek ve şehir karmaşasından uzaklaşmak isteyen herkesin rotasında mutlaka yer almalı.
Sıla Solaklar VERİM

