Patara Plajı yalnızca doğal güzellikleriyle değil, tarihi zenginliğiyle de öne çıkıyor. Plajın hemen arkasında yer alan Patara Antik Kenti, Likya Uygarlığı’nın önemli liman kentlerinden biri. Ziyaretçiler, denizin keyfini sürdükten sonra antik tiyatro, meclis binası ve sütunlu cadde gibi tarihi yapıları gezme şansı buluyor. Plaj ile tarih arasında bu eşsiz geçiş, tatilciler için unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Neden Patara Plajı?
- Doğal SİT alanı ilan edilen bölgede yapılaşma yasak olduğu için bölge doğallığını koruyor.
- Caretta caretta deniz kaplumbağalarının önemli yuvalama alanlarından biri.
- Rüzgarlı günlerde sörf ve diğer su sporları için uygun koşullar sunuyor.
- Eşsiz gün batımı manzaralarıyla ziyaretçilerin hafızasında iz bırakıyor.

Ulaşım ve Giriş Detayları
Patara Plajı’na Kaş ya da Fethiye’den Gelemiş Mahallesi yönüne gidilerek kolayca ulaşılabiliyor. Antik kentten geçen yol, sizi doğrudan sahile götürüyor. Girişler Müzekart ile ücretsiz sağlanırken, kartı olmayanlar için oldukça makul bir ücretlendirme söz konusu.
Gitmeden Önce Bilinmesi Gerekenler
- Plajda gölgelik alan sayısı sınırlı olduğu için ziyaretçilerin kendi şemsiyelerini getirmesi tavsiye ediliyor.
- Yaz aylarında kaplumbağaların yumurtlama döneminde gece plaja giriş yasak olabiliyor.
- Büfe ve restoran gibi imkânlar sınırlı olduğundan yiyecek ve içecek ihtiyaçları önceden karşılanmalı.
- Deniz ayakkabısı öneriliyor, kıyı bölgesinde zaman zaman taşlık alanlar görülebiliyor.

Patara: Huzurun ve Sadelik Arayanların Rotası
Kalabalık tatil beldelerinden uzaklaşıp, doğayla iç içe bir deneyim yaşamak isteyenler için Patara Plajı eşsiz bir alternatif sunuyor. Doğası, tarihi ve huzurlu atmosferiyle hem günübirlik ziyaretçiler hem de kamp severler için ideal. El değmemiş yapısıyla her adımda özgürlüğü hissettiren Patara, bu yazın unutulmaz duraklarından biri olmaya aday.

Serpil ADAK