Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı tarihi Gölyazı, Uluabat Gölü üzerinde yer alan büyüleyici yarımadasıyla hem doğa hem de tarih meraklılarını kendine çekiyor. Sessizliği, zarafeti ve geçmişin izlerini taşıyan sokaklarıyla adeta zamanın durduğu bir yer olan Gölyazı, ziyaretçilerine unutulmaz anlar vadediyor. Şehirden uzaklaşmak, doğayla iç içe olmak ve eşsiz bir atmosferde gün geçirmek isteyenler için ideal bir rota olan Gölyazı, hafta sonu kaçamaklarının vazgeçilmez adresi haline geldi.
Uluabat Gölü’nün İncisi
Gölyazı, Uluabat Gölü üzerine kurulu olmasıyla eşsiz bir coğrafi konuma sahip. Gölün sakinliğiyle bütünleşen yarımada, adeta bir tabloyu andırıyor. Sabah saatlerinde göl yüzeyinde oluşan sis, manzarayı daha da mistik bir hale getirirken; gün batımında gökyüzünün göle yansıması kartpostallık kareler sunuyor. Gölde yapılan kısa tekne turları, Gölyazı’yı çevreleyen küçük adacıkları ve nilüfer tarlalarını görme fırsatı veriyor. Nilüfer çiçeklerinin göl yüzeyini kapladığı zamanlar ise fotoğraf tutkunları için bulunmaz bir zaman dilimi.

Tarihin Sessiz Tanığı: Antik Apollonia
Gölyazı, sadece doğasıyla değil, binlerce yıllık tarihiyle de dikkat çekiyor. Antik çağda Apollonia ad Rhyndacum adıyla anılan yerleşim, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim merkeziydi. Yarımada çevresinde görülebilen sur kalıntıları, kuleler ve taş yollar, bu köklü geçmişin sessiz tanıkları. Yörenin en dikkat çeken yapılarından biri de 19. yüzyıldan kalma Aziz Panteleimon Kilisesi. Bugün Gölyazı Kültürevi olarak hizmet veren bu yapı, bölgenin kültürel kimliğine ışık tutuyor.
Doğayla Uyum İçinde Yaşayan Bir Toplum
Gölyazı, doğal çevreyle iç içe, sakin ve huzurlu bir yaşam biçiminin sürdüğü ender yerlerden biri. Yerlilerin gölde balık avlaması, sabah saatlerinde ağ tamiri yapmaları ya da çınar gölgesinde çaylarını yudumlamaları, ziyaretçilere bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor. Özellikle kadınların yaptığı el işi ürünler, ev yapımı reçeller ve geleneksel mutfak tatları yerel kültürle tanışmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuyor. Gölyazı balık restoranlarında sunulan turna ve yayın balığı, göl ürünlerinin en leziz örnekleri arasında.
Ağlayan Çınar’ın Gölgesinde Dinginlik
Gölyazı’nın simgelerinden biri de hiç kuşkusuz Ağlayan Çınar. Yaklaşık 700 yıllık geçmişe sahip bu dev ağaç, hem görüntüsüyle hem de hikâyesiyle bölgenin ruhunu yansıtıyor. Gövdesinden çıkan su nedeniyle “ağlayan” olarak adlandırılan çınarın altında oturup gölü izlemek, Gölyazı ziyaretinin en huzur verici anlarından biri oluyor. Burada geçirilen dakikalar, ziyaretçilerin zihnine unutulmaz bir dinginlik olarak kazınıyor.

Zambak Tepe’den Gölyazı Manzarası
Gölyazı’ya gelenlerin mutlaka uğraması gereken bir diğer nokta ise Zambak Tepe. Yarımadaya yukarıdan bakan bu noktadan, göl ve köyün panoramik manzarası izlenebiliyor. Özellikle gün batımında, Gölyazı’nın göl sularıyla bütünleşen silueti nefes kesici bir görüntü oluşturuyor. Bu doğal seyir terası, fotoğraf severler için tam anlamıyla bir cennet.
Ulaşım ve Ziyaret Önerileri
Gölyazı, Bursa şehir merkezine yaklaşık 40 kilometre mesafede yer alıyor. Bursa-İzmir karayolunun 35. kilometresinden ayrılan bağlantı yolu üzerinden kolayca ulaşılabiliyor. İstanbul’dan gelen ziyaretçiler için ise Mudanya feribotu sonrasında özel araç ya da toplu taşıma ile ulaşım mümkün. Gölyazı’yı gezmek için en uygun zamanlar ise ilkbahar ve sonbahar ayları. Bu mevsimlerde kalabalık az, doğa ise en cömert haliyle ziyaretçilerini karşılıyor.
Sıla Solaklar VERİM

