Osmanlı döneminde Midilli Seferi sırasında kurulan Küçükköy, yıllar içinde Rumlardan Boşnaklara uzanan kültürel çeşitliliğiyle zenginleşti. Bugün taş sokaklarında dolaşırken hem tarihle baş başa kalıyor hem de sanat galerilerinde çağdaş eserlere tanıklık ediyorsunuz.
Köydeki sanat atölyeleri, müzeler, butik kafeler ve Boşnak kadınlarının el emeği ürünleri Küçükköy’ü adeta yaşayan bir açık hava müzesine dönüştürüyor. Özellikle Boşnak böreği için bile gelenler var. Geleneksel yöntemlerle hazırlanan börek, bu taş köyün en çok aranan lezzeti haline gelmiş durumda.
Tarihi camii, müze, kadınlar sokağı ve özgün sanat atölyeleri Küçükköy’ün görülmesi gereken başlıca noktaları arasında. İzmir’den ulaşımı oldukça kolay olan bu özel köy, huzurlu bir kaçamak arayanlar için hem kültürel hem de gastronomik anlamda zengin bir deneyim sunuyor.
Serpil ADAK