Hayat, bize sunulan en değerli ama en kırılgan hediyedir. Ne zaman sona ereceğini bilemediğimiz bu yolculukta, çoğu zaman koşuşturma, telaş, hedefler ve gündelik telaşlar arasında esas olanı, yani sevdiklerimizi ikinci plana atarız. Oysa ki ölüm, ne zaman kapımızı çalacağını hiç haber vermez. Bir telefon sesi, bir hastane haberi, bir trafik kazası… Ve bir anda hayatımız altüst olabilir.
İnsan, kaybetmeden kıymet bilmeyi öğrenebilseydi belki de birçok pişmanlık yaşanmazdı. Ama çoğumuz, ancak elimizden kayıp gittikten sonra “Keşke” demeye başlarız. O “keşkeler” ise hiçbir şeyi geri getirmez. İşte bu yüzden, ölümün ansızlığını unutmadan yaşamak, sevginin hakkını vermek gerekir.
Günlük Koşuşturmada Kaybolan Değerler
Sabah işe yetişme telaşı, akşam eve yorgun dönme, faturalar, planlar, hedefler… Tüm bunlar elbette hayatın bir parçası. Ama bazen, “Birazdan konuşuruz”, “Yarın ararım”, “Hafta sonu görüşürüz” dediğimiz insanları o ertelenen günlerde kaybedebiliriz. Ve o zaman, hiçbir şeyin acelesi kalmaz.
Hayat, yarına garanti vermiyor. Bu yüzden yanımızda olanlara “Seni seviyorum” demek, bir kahve içmek, halini hatırını sormak, küçücük bir dokunuşla değerli hissettirmek hiç de zor değil. Ama biz, çoğu zaman bunun farkına çok geç varıyoruz.
Sevgi Söylenmeden de Anlaşılır mı?
Belki anneniz, babanız, eşiniz, dostunuz sizin onları sevdiğinizi biliyor. Ama insan bilmekle yetinmez, hissetmek ister. Sevgi söze dökülmediğinde, gösterilmediğinde zamanla eksilir. Hele ki yaşlı bir anne-baba, uzun zamandır aranmayı bekleyen bir dost ya da yan odada sessizce oturan bir eş… Onların kalbine dokunmak için bazen bir “Nasılsın?” sorusu bile yeterlidir.
Bir gün gelir, söylemediğiniz bir sözün pişmanlığı, atmadığınız bir adımın acısı ömür boyu sizi takip eder. İşte bu yüzden sevgi, ertelemeye gelmez.
Varlıklarının Kıymetini Bilmek
Ölümün ansızlığı, bize şu dersi verir: Her an, son an olabilir. Yan yana oturduğunuz bir sofranın, birlikte izlenen bir filmin ya da sıradan bir pazar kahvaltısının bile tekrarı olmayabilir. Bu yüzden, bugünü dolu yaşamak, sevdiklerimizle olan vakti kaliteli kılmak çok önemlidir.
Onlara değer verdiğinizi hissettirmek için pahalı hediyelere gerek yok. Bir tebessüm, bir sarılma, birlikte geçirilen kısa bir yürüyüş bile paha biçilmezdir.
Pişmanlık Yerine Huzur Bırakmak
Bir gün geldiğinde, vedalaşma şansınız olmadan birini kaybedebilirsiniz. O an, zihninizde yapamadıklarınızın listesi belirir: “Keşke daha çok vakit ayırsaydım… Keşke kırgınlığı bitirseydim… Keşke son aramasını açsaydım…”
Bu pişmanlıkları yaşamamak için bugün, şu an harekete geçmek gerekir. Sevginizi belli edin, kırgınlıkları onarın, gururunuzu bir kenara bırakın. Çünkü ölüm, hiçbir planımıza göre gelmez.
Hayatın Gerçek Önceliği
Kariyer hedefleri, maddi kazançlar, başarılar… Hepsi güzel, hepsi önemli. Ama sevgi olmadan bunların hiçbirinin tadı yok. Hayatın gerçek önceliği, bizim için değerli olan insanlarla kurduğumuz bağlardır. Bir gün geriye dönüp baktığımızda, anılarımızda yalnızca sevdiklerimizle paylaştığımız anlar kalacak. Bu yüzden bugün, telefonunuzu elinize alın. Aramadığınız o kişiyi arayın, gönül koyduğunuz insana mesaj atın, yan odadaki çocuğunuza sarılın. Çünkü yarın çok geç olabilir.







YORUMLAR