8 Eylül’de yüz binlerce öğrenci okulun kapısından içeri adım attı. Kimi ilk kez bir sıralarla tanıştı, kimi heyecanla arkadaşlarına koştu.
Yeni eğitim yılı başladı. Ama bu yıl, diğerlerinden biraz farklıydı. Sadece ders kitapları değil, kalem kutuları bile artık ulaşılmaz hale geldi. Bir zamanların en basit okul listesi bile, bugün aileler için koca bir hesaplama işine dönüştü. Ders zili çaldı, ama çantalar her evde aynı dolmadı.
Destek Var, Elbette Kıymetli
Evet, bazı yerel yönetimler bu yıl da çocuklar için destek sağladı. Kimisi kartlara yükleme yaptı, kimisi kırtasiye çekleri dağıttı. Elbette emeği geçen herkese teşekkür etmek gerekir. Ama şu da bir gerçek: Bugünün şartlarında verilenle alınabilecekler arasında epey bir uçurum var. Bir öğrencinin sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak bile başlı başına bir mücadele. Sırt çantası, kalem kutusu, defter, boya, cetvel… Liste uzadıkça yüzler düşüyor. Desteklerle bir nebze rahatlayanlar elbette oldu ama pek çok aile hâlâ eksiklerle yeni eğitim yılına başladı.
Eşitlik Dersini Kim Verecek?
Okulun ilk gününde sıralara oturan çocuklar, birbirinin eksiğini fark etmeyecek kadar saf ve temiz belki… Ama zamanla, elindekine değil elinde olmayana odaklanmaya başlayacak. İşte o zaman eşitsizlik, sadece bir gelir farkı değil; bir psikolojik yük olarak da çocukların sırtına binecek. Destekler bu yükü hafifletmeye çalışıyor olabilir ama tamamen ortadan kaldırmıyor. Çünkü mesele sadece birkaç malzeme değil; sistemli bir destek ve eğitimde adalet.
Defter Boş, Söz Doludur
Dün ders zili çaldı. Ama bazı çocuklar o sınıfa eksik girdi. Eksik defterle, eksik kalemle, eksik özgüvenle… Ve işte tam da bu yüzden, mesele sadece okulu açmak değil; her çocuğun o sınıfa eşit girmesini sağlamak. Bazı adımlar atıldı. Güzel. Ama yeterli mi? Bu soruyu her yıl tekrar tekrar sormak zorunda kalıyorsak, cevabı da açık demektir. Yeni eğitim yılına başlarken, keşke her çocuk yalnızca dersleri düşünse. Keşke her çanta bilgiyle dolsa, eksikle değil. O gün geldiğinde, desteklere değil; eşitliğe gerçekten ulaştık demektir.