Kazdağları’nın batı yamacında, yeşil ile mavinin kucaklaştığı bir noktada yükselen Adatepe Köyü, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı, zamana meydan okuyan bir güzellik. Hem tarihi hem doğal dokusuyla Ege’nin en özel köylerinden biri olmayı başaran bu yerleşim, ziyaretçilerine sükûnetin ve sadeliğin ne demek olduğunu adeta yeniden öğretiyor.
Kazdağları’nın eteğinde taş bir tablo gibi
Adatepe, Küçükkuyu’ya sadece 3-4 kilometre mesafede, Kazdağları’nın oksijen deposu havasına hâkim bir konumda yer alıyor. Köy, denizden yaklaşık 280 metre yüksekte konumlanmış durumda ve her adımda size doğayla iç içe olduğunuzu hissettiriyor. Zeytinlikler, çam ağaçları, servi ve bademlerle çevrili köy yolları, yürüyüş yaparken adeta bir tabloya dâhil olduğunuzu düşündürüyor.
Taş evlerin arasında geçen yüzyıllık hikâyeler
1989’da kentsel sit alanı ilan edilen Adatepe’de her taş, geçmişten bir iz taşıyor. Köydeki evler, Rum ve Türk mimarisinin harmanlandığı iki katlı taş yapılardan oluşuyor. Her biri bahçeli, avlulu ve geleneksel dokusunu koruyacak şekilde restore edilmiş durumda. Bu evlerin çoğu artık butik pansiyonlara, atölyelere ve küçük sanat evlerine dönüşmüş durumda. Hem tarih hem de estetik burada bir arada yaşıyor.

Zeus’un bile hayran kaldığı manzara
Adatepe’yi özel kılan unsurlardan biri de hiç kuşkusuz Zeus Altarı. Efsaneye göre, tanrı Zeus Truva Savaşı’nı bu tepeden izlemiş. Köyün biraz yukarısındaki bu kaya platformu, Edremit Körfezi’ne hâkim panoramik bir manzara sunuyor. Altarın yanında küçük bir sarnıç ve bir mezar yer alıyor. Sessizlik içinde manzaraya bakarken, antik çağların ruhunu hissetmemek imkânsız.
Kültürle yoğrulmuş bir yaşam alanı
Adatepe sadece doğasıyla değil, aynı zamanda kültür-sanat ile olan bağıyla da dikkat çekiyor. Eski köy okulu bugün “Taş Mektep” adıyla çeşitli felsefe ve sanat atölyelerine ev sahipliği yapıyor. Özellikle yaz aylarında burada düzenlenen etkinlikler, sanatseverleri köy sokaklarında buluşturuyor. Yalın ama derin bir kültürel atmosfer sizi içine çekiyor.

Zeytin kokusunun peşinden gidin
Zeytincilik Adatepe’nin en karakteristik değerlerinden biri. Yakın çevredeki Zeytinyağı Müzesi, bu kültürün nasıl işlendiğini gözler önüne seriyor. Eski taş presler, sabun kazanları ve tarihî belgelerle donatılmış bu müze, zeytinin sadece bir meyve değil, köy yaşamının kalbi olduğunu gösteriyor. Ayrıca köyde üretilen sabunlar, zeytinyağları ve doğal ürünler, ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği yerel hediyelikler arasında.
Yavaş zamanın köyü
Adatepe’de zaman yavaş akar. Sabah kahvesini köy kahvesinde, taş duvarlar arasında içmek; öğle sıcağında gölgede soluklanmak; akşamüstü Zeus Altarı’na çıkıp gün batımını izlemek… Bunların her biri, şehir hayatından kopmuş ruhlara ilaç gibi geliyor. Gürültüden uzak, sadece rüzgârın sesi ve kuşların melodisiyle yaşanan bir gün, burada sıradan kabul ediliyor.

Ulaşım kolay, ruhun ulaşması daha da kolay
Adatepe’ye ulaşmak oldukça pratik. Balıkesir Koca Seyit Havalimanı’ndan yaklaşık 50 dakikalık bir yolculukla ulaşılabilir. Araç kiralayarak ya da Küçükkuyu’dan kalkan minibüslerle köye gitmek mümkün. Ancak bu yolculuğun sonunda sadece bir köye değil, geçmişin izleriyle örülü bir huzur diyarına varıyorsunuz.
Ege’nin taşlara yazılmış şiiri
Adatepe, bir köyden fazlası. O, bir yaşam biçimi, bir duruş, bir hatırlama hali… Doğal güzellikleri, tarihi taş evleri, mitolojik dokusu ve yavaş akan zamanı ile her ziyaretçisinin ruhunda iz bırakıyor. Yolun düşerse değil, yolunu özellikle Adatepe’ye çevir. Çünkü bu köy, görüldüğü anda sevilir; yaşandığı anda unutulmaz.
Sıla Solaklar VERİM

