BİR CANAVARIN DOĞUŞU: FRANKENSTEIN

Mary Shelley’nin 1818 yılında kaleme aldığı “Frankenstein; ya da Modern Prometeus,” edebiyat tarihinde unutulmaz eserler arasında yer alır. Roman, bilim kurgu türünün öncülerinden biri olarak kabul edilir ve insanın sınırlarını zorlamanın ve bilimin getirdiği sorumlulukların altını çizer.   Bu şaheser, Victor Frankenstein adlı genç bir bilim adamının, çeşitli ceset parçalarını bir araya getirerek ve bilinmeyen […]

NIHAN MERVE KUSDOGAN 1 - Marmara Bölge: Balıkesir Son Dakika Haberleri ile Hava Durumu

Mary Shelley’nin 1818 yılında kaleme aldığı “Frankenstein; ya da Modern Prometeus,” edebiyat tarihinde unutulmaz eserler arasında yer alır. Roman, bilim kurgu türünün öncülerinden biri olarak kabul edilir ve insanın sınırlarını zorlamanın ve bilimin getirdiği sorumlulukların altını çizer.

 

Bu şaheser, Victor Frankenstein adlı genç bir bilim adamının, çeşitli ceset parçalarını bir araya getirerek ve bilinmeyen bir enerji kaynağıyla canlandırarak yarattığı canavarın hikayesini anlatır. Ancak, bu hikaye sadece bir bilim kurgu öyküsü değil; aynı zamanda insanın kendi yarattığı şeylerle nasıl başa çıkacağı, bilimin insan hayatı üzerindeki etkisi ve toplumun dışlayıcı tepkileri gibi derin düşüncelere de kapı aralar.

 

Victor’un, kendi arzuları ve hırsları uğruna bilimsel sınırları aşması ve doğanın sırlarına müdahale etmesi, Shelley’nin eserinde bilimin getirdiği tehlikeleri ve sorumlulukları vurgular. Canavarın yaratılmasıyla birlikte ortaya çıkan trajik sonuçlar, insanın bilgi ve güç elde etme arzusunun, düşüncesizce kullanılması durumunda nasıl bir felakete neden olabileceğini gösterir.

 

“Frankenstein,” aynı zamanda toplumun farklılıklara ve dışlanmışlığa olan tepkisini de ele alır. Canavar, fiziksel olarak korkutucu olmasının yanı sıra, toplumun kabul etmediği bir varlık olarak damgalanır. Bu, Shelley’nin zamanında geçen hikayenin ötesine geçerek, bugün de geçerliliğini koruyan bir temayı ortaya koyar: farklılıklara tahammülsüzlük ve önyargı.

 

“Frankenstein,” karanlık ve gotik bir atmosferde, derinlemesine düşündüren bir hikaye anlatma becerisiyle öne çıkar. Mary Shelley, eseriyle insan doğasının karmaşıklığını, bilimin sınırlarını ve toplumun yargılayıcı tutumlarını sorgular. Okuyucular, bu klasik eseri sayesinde sadece bir canavarın hikayesini değil, aynı zamanda insanlık tarihine dair önemli bir derinliği de keşfederler.

Exit mobile version