Şair ve yazar olup; 1928 yılında Adana’ya öğretmen olarak atanmış olması ile adı geçen ilimizin Fransız işgalinden kurutuluşu anısı bağlamında yazdığı “Bayrak” Şiirinden sonra ‘Bayrak Şairi’ olarak anılıp yâd edilen Arif Nihat Asya, edebiyatımızın önemli simalar ile isimlerindendir. Milli ve manevi değer ve şahsiyetleri konu alan şiirleriyle Türk toplumunun tarih bilinci ile şuurunun ve dini duygu ile inançlarının gelişmesinde önemli katkı sunmuştur merhum (1904- 05 Ocak 1975) Bayrak Şairi Arif Nihat Asya bey… Bence O’nun var oluş ile yaşam ilkelerini oluşturan “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.” (Kur’an-ı Kerim / Nahl, 16/90) İlahi emir en öncelikli uyarılar arasında idi. Çoğumuzun yakından tanıdığı ve dinlemiş olduğu hürriyet ve özgürlüğümüzün sembolü ‘Bayrak Şiiri’ni birlikte okuyalım:
BAYRAK
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü…
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder…
Gölgende bana da, bana da yer ver!
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar;
Yurda ay-yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı…
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim;
Yeryüzünde yer beğen
Nereye dikilmek istersen
Söyle, seni oraya dikeyim!
Şiirlerinde güzel Türkçemizi bir sanat dili haline getirerek kullanan ve Yahya Kemal Beyatlı’dan etkilendiği bilinen Arif Nihat’ın rahat, özentisiz ve sade bir üslubu ile Bayrak Şiirindeki milli ve manevi atmosferi sizinle paylaştığımızı düşünüyorum.
YORUMLAR