BAŞARI YOLUNDAKİ ENGELLER (2)

“Yetişme ve muvaffak (başarı) olma yolunun genç yolcusu! Bil ki tuttuğun yolda birçok tehlikeli geçitlerin ve yol kesen düşmanların vardır. Gerçi bunlara yalnız sen değil, hayat yolunun her yolcusu rastlayabilir. Fakat bu düşmanlar, senin gibi bir hayatın henüz eşiğindeki tecrübesiz masumlara musallat olmayı (sataşmayı)  çok sever. Seni bunlarla pençeleşecek ve bu düşmanları alt edecek silahın […]

BAŞARI YOLUNDAKİ ENGELLER (2)

“Yetişme ve muvaffak (başarı) olma yolunun genç yolcusu! Bil ki tuttuğun yolda birçok tehlikeli geçitlerin ve yol kesen düşmanların vardır. Gerçi bunlara yalnız sen değil, hayat yolunun her yolcusu rastlayabilir. Fakat bu düşmanlar, senin gibi bir hayatın henüz eşiğindeki tecrübesiz masumlara musallat olmayı (sataşmayı)  çok sever. Seni bunlarla pençeleşecek ve bu düşmanları alt edecek silahın yok değildir. Elverir ki, sen bu silahların kullanabilesin. Kullanmayı bilmez de bir defa alt olursan, bir dana belini kolayca doğrultamazsın. Müsaade et de sana, evvela, yolunu bekleyen düşmanları ve rastlayacağın tehlikeleri göstereyim.

“Muvaffakiyetin (Başarılı olmanın) bir diğer düşmanı kötü arkadaştır.

Genç dostum! Gittiğin yolda ikinci bir tehlikeli düşmanın da kötü arkadaştır. Arkadaşın kötüsü, emin ol ki, bir gencin başına gelebilecek kötülüklerin en kötüsüdür. Ve her kötülük gibi o da sinsi ve maskelidir. Hem maskesini gayet mahâretle (ustalıkla) vurunur. Dost ağzı kullanır. Seni esirger ve yardımına koşar görünür. Seni kendisine imrendirmek için yapmadığı şaklabanlık kalmaz. Tembellik senin içindedir ve sana senin ağzınla konuşur. Arkadaşın kötüsü ise, sana kendi ağzını kullanır ve seni tembellikten daha çabuk kendine bağlar. Zaten tembelliğin işi asma, hoppalığa ve züppeliğe düşme şekli ekseriya kötü arkadaş telkinleri (aşılamaları)  ile başlar. Ve zaman ile itiyat (alışkanlık) halini alarak içimizde yerleşir.  Kötü arkadaşın yaman felsefesi vardır. Sana her fırsatta gerek sözleriyle ve gerek hal ve tavrıyla telkin ve tekrar eder.

—Gençliğini yaşa kardeşim, be gençlik her zaman ele geçmez.– Sana öğüt verenler vaktiyle günlerini yaşayıp da şimdi senin güzel gençliğini kıskananlardır, aldırma eğlenmeye bak… Daha neler demez ki…

Arkadaşın kötüsü çalışanlardan rahatsız olur, muvaffak olanları hiç belli etmeden kıskanır, muvaffak olmayı küçümsemek ve alaya almak suretiyle intikam alır. Seni kendine benzetmek ve kendi düştüğü çukura sürüklemek için başvuracak çare arar. Sözleri ile ve yaşayış tarzı ile manevi enerjini kırar ve sende haince bir ruhî gevşeklik yaratır. Sözün kısası, inan ki kötü arkadaş bir gencin hayatında rastlayacağı en büyük bahtı karalıktır. Hele tembellikle arkadaşın kötüsü birleşir de yakana ikisi birden yapışırsa, her biri bir ömre yeten bu iki şerir (kötülük işleyen) düşmandan kendini kurtarma çok güç olur.

Sözlerime kulak ver; arkadaş olacağın kimsede arayacağın şart; çalışkanlık, dürüstlük ve iyilikseverlik olsun. Bu meziyetlerle (üstün özelliklerle)  bezenmiş olan bir insan, diğer bütün iyi vasıfları (özellikleri) da haiz (sahip) demektir. Bunu unutma ve bu şartı bulamadığın kimse ile sakın arkadaş olma.”

Diyerek Türk Gençliği ile bu bağlamda tüm dünya gençliğine seslenen Ord. Prof. Dr. rahmetli Ali Fuad Başgil beyin birçok yapıtı arasında önemli bir yer tutan “Gençlerle Baş Başa” adlı kitabını gençlik yıllarım 1974’lü yıllarda okumuştum. Balıkesir Valiliği’nin 2016 Ekiminde 108. baskısını yaptırıp öğrenci ile halka dağıttığı Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil’in “Gençlerle Baş Başa” adlı kitapçığın bir kolisini gönderdi Balıkesir Valisi Sayın Ersin Yazıcı bey. Ağrı-Doğubayazıt serhat ilçemizdeki eğitim projem kapsamındaki “Örnek Ders” im sonunda yıllarca eğitim yöneticiliği yaptığım Doğubayazıt Ahmed-i Hani Anadolu Lisesi öğrencilerimizin de kitap ve kalemle buluşturulması desteğini esirgemedi Vali bey. Sizin adınıza Balıkesir Valisi Sayın Ersin Yazıcı beye şükranlarımı iletiyorum.

Ahmed-i Hani Anadolu Lisesi’nde icra edeceğim “Eğitsel Proje” gereği söz konusu kitapçığı tekrar okuma gereğini hissettim. Birkaç defa tekrar ve altını çizerek okudum. rahmetli Ali Fuad Başgil Beyin yaşam sürecini sizinle de paylaşayım istedim.

Ord. Prof. Dr. rahmetli Ali Fuad Başgil, 1893 yılında Samsun’un Çarşamba ilçesinde doğdu. İlkokul Çarşamba’da, ortaokul ve liseyi İstanbul ve Paris’te tamamladı. Grenoble Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Paris Hukuk Fakültesi’nde doktorasını yaptı. Paris Edebiyat Fakültesi Felsefe Kolu ile Paris Siyasi İlimler Merkezi’nden diploma aldı. Ayrıca Lahey Devlet Hukuku Akademisi’nin derslerine devam edip buradan da mezun oldu. 1929 yılında üç fakülte, bir yüksekokul diploması ve hukuk doktoru unvanı ile yurdu Türkiye’ye döndü. Milli Eğitim Bakanlığı ile Ankara ve İstanbul Üniversitesi’nde hocalık ve idarecilik yaptı. 1961 yılında siyasi hayata atıldı. 17 Nisan 1967 yılında vefat etti.

Gençlerle baş başa olmanın alt yapısını beğeneceğinizi düşünüyorum.

 

Exit mobile version