2500 Yıllık Tarih, Taşlara Nakşedilmiş Bir Mühendislik Harikası
Frigyalılar dönemine uzanan köprü, M.Ö. 6. yüzyılda su kemeri olarak inşa edildi. Zarif taş kemeriyle ayakta kalan bu yapı, o dönem mühendisliğinin ulaştığı seviyeyi gözler önüne seriyor. Köprünün hemen yanı başında bulunan şelale, doğanın sesiyle tarihin sessizliğini buluşturuyor. Taş duvarların serin gölgesinde yürüyüş yapmak ya da şelale kenarında birkaç saat geçirmek, zihinsel bir detoks için birebir.
Bandırma’dan Ulaşım Kolay!
Bandırma’dan yola çıkanlar için yaklaşık 200 kilometrelik bir mesafe bulunuyor. Özel araçla ortalama 2 saat 15 dakikada ulaşılabilen köprüye giderken yol boyunca doğayla iç içe bir seyahat yapıyorsunuz. Uşak Karahallı ilçesi Alfaklar Köyü yakınlarında bulunan Clandras Köprüsü, özellikle ilkbahar ve yaz aylarında ziyaretçi akınına uğruyor.
Tavsiyeler ve Piknik Notları
Clandras Köprüsü çevresinde işletme ya da tesis bulunmadığından, ziyaretçilerin hazırlıklı gelmesi öneriliyor. Yanınıza su, atıştırmalık, güneş kremi ve oturmak için küçük bir mat alabilirsiniz. Gölet kenarında piknik yapmak serbest ama çevre temizliği konusunda dikkatli olunması gerekiyor. Gün batımında köprünün arkasında kalan ışık yansıması ise fotoğraf severler için adeta bir doğal stüdyo oluşturuyor.
Sessizliğin ve Tarihin Buluştuğu Nokta
Ne kalabalık ne de gürültülü… Sadece taşların zamana direnişi, şelalenin huzuru ve doğanın dinginliği… Bandırma’ya bu kadar yakınken, Ege’nin bu saklı cennetini keşfetmeden geçmeyin. Clandras Köprüsü, hem tarih hem doğa yolculuğuna çıkmak isteyenler için unutulmaz bir durak olacak.
Serpil ADAK