Şehir merkezine yaklaşık 30 kilometre mesafede yer alan bu küçük koy, henüz keşfedilmemiş olmasıyla da cazibesini koruyor. Kumyaka’ya giden yol boyunca sizi karşılayan zeytin ağaçları ve Ege’ye özgü esintiler, daha köye varmadan huzurun habercisi oluyor.
Denizin Sesine Uyanın
Kumyaka’da sabahlar, beton gürültüsüyle değil, balıkçı teknelerinin suya bıraktığı küçük halkalarla başlıyor. Sahilde şezlong aramak zorunda kalmadan, kendi havlunuzu serip günün keyfini çıkarabiliyorsunuz. Üstelik sığ ve taşsız denizi, çocuklu aileler için oldukça güvenli bir ortam sunuyor.
Tarih ve Doğa El Ele
Köyün taş döşeli sokakları, eski Rum evleri ve geçmişin izlerini taşıyan yapıları adeta açık hava müzesi gibi. Köy meydanında karşınıza çıkan kilise kalıntısı ise Kumyaka’nın ne kadar köklü bir geçmişe sahip olduğunun sessiz bir kanıtı.
Doğaseverler için de Kumyaka tam bir keşif rotası. Kuş gözlemcilerinin uğrak noktası olan köy çevresi, bol oksijenli doğasıyla kampçıların ve yürüyüş tutkunlarının gözdesi haline geliyor.
Gürültü Değil, Sakinlik Arayanlara
Kumyaka Koyu, yüksek sesli müzikler ve kalabalık beach’lerden yorulanlar için nefes alınacak bir alan. Zeytin ağaçlarının gölgesinde kitabınızı okuyabilir, gün batımını sadece dalga sesleri eşliğinde izleyebilirsiniz.
Bandırma’nın merkezine bu kadar yakın olup da bu kadar sakin kalabilmiş ender yerlerden biri olan Kumyaka, “gerçek tatil”in ne olduğunu hatırlatıyor.
Şefiye YILDIRIM