Balıkesir’de Bir Gecede Solan Umutlar: Bahar Yerine Buz Geldi

İlkbaharın gelişiyle birlikte tomurcuklanan umutlar, Balıkesir’in bereketli ovalarında bir gecede kristal sessizliğe büründü. Toprak, baharın taptaze nefesini beklerken; Nisan ortasında inen o soğuk hava dalgası, meyve çiçeklerini buz gibi bir gerçekle yüzleştirdi: Doğa güzelliği verirken bazen acımasızdır da. Geçtiğimiz günlerde yaşanan ani don olayları, yalnızca termometrelerde değil, üreticinin yüreğinde de eksi derecelerle ölçüldü. Özellikle Edremit, […]

SERKAN TATOGLU - Marmara Bölge: Balıkesir Son Dakika Haberleri ile Hava Durumu

İlkbaharın gelişiyle birlikte tomurcuklanan umutlar, Balıkesir’in bereketli ovalarında bir gecede kristal sessizliğe büründü. Toprak, baharın taptaze nefesini beklerken; Nisan ortasında inen o soğuk hava dalgası, meyve çiçeklerini buz gibi bir gerçekle yüzleştirdi: Doğa güzelliği verirken bazen acımasızdır da.

Geçtiğimiz günlerde yaşanan ani don olayları, yalnızca termometrelerde değil, üreticinin yüreğinde de eksi derecelerle ölçüldü. Özellikle Edremit, Gömeç, Havran ve İvrindi gibi tarımın kalbinin attığı bölgelerde; kayısı, erik, şeftali ve kiraz ağaçları adeta dondu kaldı. Henüz açmış çiçekler karla değil, kırağıyla beyaza büründü. Kimi çiftçi sabah tarlasına gittiğinde çiçeklerin yerlerde olduğunu gördü; kimi ise don yemiş fidanlara eliyle dokunmaya bile kıyamadı.

Yıl boyunca tüm umudunu o çiçeklere bağlayan üretici için bu manzara, sadece tarımsal değil, aynı zamanda duygusal bir yıkım. Çünkü çiftçinin emeği sadece toprağa değil, aynı zamanda mevsime, hava durumuna ve Rabb’in merhametine bağlı. Bu yıl o denge bir gecede bozuldu.

Açık alanda ekilen domates, biber ve patlıcan fideleri de nasibini aldı bu kıyımdan. Serası olmayan ya da sera kurmaya gücü yetmeyen üreticiler için hasar daha da ağır. Hele ki bu yılın başında artan gübre ve ilaç fiyatlarıyla mücadele eden üretici, şimdi yeni bir külfetin altına girmek zorunda.

Tarımın kalbi Balıkesir’de atarken, bu kalbin ritmi artık düzensiz. Sadece ürün kaybı değil söz konusu olan. Zincirin ucunda pazarcısı da var, nakliyecisi de, hal esnafı da… Ve elbette biz tüketiciler de bu çemberin içindeyiz. Bu don olayının etkileri, önümüzdeki haftalarda pazarlarda meyve sebze fiyatlarına da yansıyacak. Bu da demektir ki, sofralarımıza düşen gölge yalnızca donun değil, ekonomik yükün de gölgesi olacak.

Devlet desteği elbette önemli. Ancak asıl önemli olan, her yıl benzer felaketleri konuşmak yerine, artık kalıcı çözümleri hayata geçirebilmek. Don riskine karşı erken uyarı sistemleri, bilinçli tarım uygulamaları ve küçük üreticiyi kapsayan etkin sigorta politikaları olmadan, bu döngü sürecek.

Ve belki de en acısı şu: Tüm bunları yine önümüzdeki yıl aynı mevsimde, başka bir ilçede, başka bir ürün için konuşuyor olacağız. Ta ki üreticinin yalnız bırakılmadığı bir sisteme kavuşana kadar…

Balıkesir’in toprağı bereketlidir ama bereket, sadece yağmurla değil; bilgiyle, planlamayla, sahip çıkmayla da olur. Donduğumuz yerde değil, öğrendiğimiz yerde büyürüz. Bu felaketi bir kırılma noktası değil, bir uyanışa çevirebilir miyiz?

Toprak yine yeşerecek… Peki ya umutlar?

 

Exit mobile version