Recep Tayyip Erdoğan Kültür Merkezinde düzenlenen programa İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile birlikte Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, Şule Yüksel Şenler Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Şahin Usta ve AFAD Başkanı Okay Memiş katıldı.
Gönüllülük faaliyeti yapan kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarına ait stantların ziyaret edilmesinin ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya programda konuşma yaptı.
Gönülleri de İmar Eden Bir Anlayıştan Geliyoruz
Yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan topraklarda yaşadığımızı unutmamamız gerektiğini ifade eden İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Bu medeniyetlerin kimi yaptığı yıkımlarla, kimi de yaptığı imarlarla bir seda bıraktı bu âlemde. Sahip olduğumuz kültür, medeniyet değerlerimiz, inancımız ecdadımızı hep imara yönlendirdi. Bu imar, sadece yapıların inşası değildi, gönüllerin de imarıydı. Diyor ya bizim Yunus: ‘Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için, dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim.’ İşte mensubu olmaktan büyük onur duyduğumuz Türk-İslâm medeniyeti; dil, din, ırk ayırt etmeksizin herkese, Ademoğlu’nun gözünün değdiği her şeye iyilik yapmış, hayırseverlik anlayışıyla hareket etmiştir.” diye konuştu.
“Vakıf Kültürümüz Ülkemizin Dört Bir Yanında Yaşatılıyor”
Hayırseverlik anlayışının camilerde kuşlar için yapılan yuvalarda bile görüldüğünü kaydeden İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yapılan tüm ince hareketlerin altında “vakıf kültürünün” olduğuna işaret etti. İçişleri Bakanı Yerlikaya, şunları kaydetti: “Bu vakıflar; kimi zaman yolda kalana bir sıcak oda, bir tas sıcak çorba, kimi zaman yetimi barındıran bir yurt, kimi zaman da yoksulu güldüren yuva oldu. Kanadı kırık göçmen bir kuşun tedavisiyle de ilgilendi bu kurumlar, gelinlik çağındaki kızların çeyizleriyle de. Dün böyleydi, bugün de vakıf kültürümüz, hamdolsun, ülkemizin dört bir yanında yaşatılmaya devam ediyor. Özünde yardımlaşma ve dayanışma duygusu bulunan vakıflarımız; birbirinden önemli hizmetleri üstlenirken, günümüzde de modern devletlerin yaptığı çok sayıda kamusal görevi gönüllülük esasıyla üstleniyorlar. Hiç şüphesiz Onursal Başkanlığını Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin yaptığı Şule Yüksel Şenler Vakfımız da bunlardan biridir.”
“Bu Vakıf Adına Layık Olmak İçin Büyük Bir Özveriyle Çalışıyor”
Bakan Yerlikaya, Şule Yüksel Şenler’in hatırasına sahip çıkmak ve örnek şahsiyetini geleceğin teminatı olan gençlere anlatmak ve aktarmak amacıyla kurulan vakfın artık çok geniş kitlelere hitap ettiğini ifade ederek, “Bu vakıf, birçok alanda gerçekleştirdiği projelerle adını taşıdığı Şule Yüksel Şenler’e layık olmak için büyük bir özveriyle, gayretle çalışmalarına devam ediyor. Biliyoruz ki Şule Yüksel Şenler’in toplumumuzdaki, ülkemizdeki yeri çok ama çok müstesnadır. Saygıdeğer Hanımefendi’nin ifadeleriyle ‘O, herkesin Şule ablasıydı. O, fikir ve gönül dünyamızın yıldızıydı.’ Kendisi her zaman direnişin ve dirilişin sembolü olmuştu.” şeklinde konuştu.
Şule Yüksel Şenler Dünyayı Zamanın Ötesinde Görmüştü
Şule Yüksel Şenler’in tehditlere, baskılara asla boyun eğmeyen, inancı ve davası uğrunda bedel ödemekten de asla geri durmayan biri olduğunu dile getiren Bakan Ali Yerlikaya, “Dünyayı zamanın ötesinde görmüştü Şule Yüksel Şenler. Tüm Türkiye’yi dolaşarak konferanslar vermiş, kaleme aldığı köşe yazılarıyla, romanlarıyla büyük bir dönüşümün öncüsü olmuştu. Gençlerin, kadınların, toplumumuzun her kesiminin gönlünde taht kurmuştu. Ben bu vesileyle Rabbim’den vakfımızın yürüttüğü tüm çalışmalarda başarılı olmasını diliyorum.” dedi.
Asrın Felaketinde Gönüllülük Ruhu ile Hareket Edildi
Vakıfların, derneklerin ve sivil toplum kuruluşlarının temelinde Allah’ın rızasını kazanmak ve milletin duasını almak olduğunu belirten İçişleri Bakanı Yerlikaya, gönüllülük esasına göre çalışmanın ise apayrı bir kıymeti olduğunun altını çizdi. Necip Fazıl Kısakürek’in “Benim olmadığım yerde hiç kimse yoktur” sözüne atıfta bulunan Yerlikaya, gönüllülük ruhunun en kıymetli örneğini 6 Şubat depremlerinde gördüklerini kaydetti. Bakan Yerlikaya, konuşmasına şöyle devam etti: “Millet olarak o gün yaşadığımız büyük acı hala tazeliğini koruyor, yüreklerimizde oluşan yara ilk günkü gibi sızlıyor. O gün doğrudan 11 ilimizi ve 14 milyon vatandaşımızı etkileyen Asrın Felaketini haber alır almaz devlet olarak tüm kurumlarımızla birlikte hemen afet bölgesine koştuk. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde devletimizin tüm imkanlarını vatandaşlarımızın emrine sunduk. O gün AFAD, Jandarma, UMKE, polis ve askerler, madenciler, itfaiyeciler, Kızılay, STK’lar, tüm vatandaşlarımızla ülke olarak bir olduk, yekvücut olduk, tek yürek olduk. Tüm STK’ların kalbi, gönüllüleriyle birlikte deprem bölgesinde attı. Vakıflarımız, derneklerimiz, gönüllü kardeşlerimizin varlığı bizlere, ülkemize güç verdi. Bugün yaklaşık 1 milyon 500 bine ulaşan AFAD gönüllülerimiz; depremde, selde her türlü afette vatandaşlarımızın yanında.”
“Milletimizin Kalbi Gazze İçin Çarpıyor”
Tüm dünyanın gözleri önünde, Gazze’de büyük bir vahşet, soykırım ve insanlık suçu işlendiğine vurgu yapan Yerlikaya, “Hastaneler, ibadethaneler, okullar bombalanıyor. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar öldürülüyor, masum insanlar katlediliyor. Gazze’de ölen sadece çocuklar, analar, babalar değil, zulme seyirci kalan insanlıktır ama biz seyirci kalmıyoruz. Tarih boyunca Hakk’tan ve haklıdan yana olan milletimizin kalbi, bugün de Gazze için, Filistin için, mazlumlar için çarpıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettikleri gibi: ‘’Gazze bir Filistin toprağıdır, Gazze Filistinlilerindir, ebediyyen de öyle kalacaktır.’ Biz de Türkiye olarak, tüm insanlığın gönüllüleri olarak, elimizi Gazze’nin, mazlumların üzerinden çekmeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Tüm dünya gördü ki; biz, iyi yürekli insanların ülkesiyiz. Biz, komşusu aç iken tok yatamayan insanların ülkesiyiz. Biz, başkasının evladını evlat, ana babasını ana babamız bilerek, gözüne fer, dizine derman, sesine ses, canına can olan vatandaşların ülkesiyiz. Bu duygularla, geride bıraktığı eserleri, birbirinden değerli kitapları ve yılmaz mücadelesiyle gönüllerimizde çok müstesna bir yere sahip olan Şule Yüksel Şenler Hanımefendiyi rahmetle ve saygıyla yad ediyorum. Ulusal ve uluslararası her platformda sivil toplum kuruluşlarının önemine vurgu yapan ve bugün de öncü bir vakıf insanı olan Saygıdeğer Hanımefendi’ye şükranlarımı sunuyorum. Her bir gönüllü kardeşime gösterdikleri fedakârlık ve özveri dolayısıyla yürekten teşekkür ediyorum. Rabbim her birinizden razı olsun.”
Program, Sayın Emine Erdoğan’ın hitapları ve ardından tüm kuruluşlar adına AFAD Başkanı Okay Memiş’e teşekkür belgesini vermesi ile sona erdi.
BUSE YAŞAR