Göktaş, çocuk haklarına dair ortak sorunları ele almak için toplandıklarını belirterek, “Çocuğun üstün yararı söz konusu olduğunda paydaşlar arasındaki etkili iletişim ve iş birliğinin hayati bir önemi söz konusu oluyor. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi Madde 3’te ‘Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir’ der. Çocuk haklarına duyulan ortak hassasiyet önemli adımların atılmasında en önemli motivasyonudur ve öyle olmalıdır. Bu bağlamda devlet, özel sektör, sivil toplum, akademi, medya ve sayamadığımız tüm paydaşlar, çocuk hakları konusunda duyarlılıkla hareket etme sorumluluğundadır” diye konuştu.
Bakan Göktaş, dilinin, ırkının ayırt etmeksizin çocukların sadece çocuk olarak değerlendirilmesine vurgu yaparak, “Kimse bir çocuğa tarihin, geçmişin hesaplaşmalarını yükleyemez, hiçbir dahlinin olmadığı olaylar karşısında çocuğun acı çekmesini normal karşılayamaz. Bizler, kendi kültürümüzde çocuğun masumiyetini kabul eder, işlemedikleri suçları onlara yüklemeyiz. Mazlumların yardım çağrılarına ise asla sessiz kalmayız, hiçbir zaman kalmadık. Bu kapsamda Türkiye, savaş ve göç mağduru çocuklara her zaman kucak açtı, bugün de açmaya devam ediyor” açıklamasında bulundu.
Özellikle savaş bölgelerinde yaşayan çocukların büyük zorluklar çektiğini de sözlerine ekleyen Göktaş, bu anlamda Ukrayna’dan Türkiye’ye getirilen çocuklar ve refakatçilerine ülkemizde hizmet sunmaya devam ettiklerini ifade etti. Son dönemde Gazze’de de insan hakları, çocuk hakları gibi kavramların kadar ihlal edildiğini de sözlerine ekleyen Göktaş, en çok savunmasız çocuklar ve kadınlar hedef alındığını dile getirdi.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi Madde 6’ya göre her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu ve hayatta kalması için azami çabanın gösterilmesi gerektiğini ifade eden Bakan Göktaş, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana 8 bine yakın çocuğun İsrail tarafından atılan bombalara maruz kaldığını söyledi.
İsrail’in de sözleşmeye taraf ülke olduğunu hatırlatan Göktaş, “Sözleşmede imzası bulunan ülkelerin de İsrail’in çocuk katliamlarını görmezden gelmesi, çığırından çıkan vahşetin boyutlarını sergiliyor. Medeniyetin günümüzdeki temsilcisi Türkiye, yaşanan soykırıma ilk günden beri tepki göstererek Gazze halkı için elinden geleni yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde ilgili kamu kurumlarımızca insani yardımların Gazze’ye ulaştırılması ve ağır hastaların ülkemize getirilmesi için çalışmalar yürütülüyor. Sayın Hanımefendi’nin himayeleri ve Dışişleri Bakanlığımız koordinasyonunda Gazzeli hasta, yaralı ve kimsesiz çocukların ülkemize nakledilmesi yönünde de Bakanlığımızca planlamalarımızı yaptık, çocukların ülkemize getirilmesi için diplomatik süreçleri yürütüyoruz” ifadelerine yer verdi.
“Türkiye çalışmalarını sadece Türk çocuklarını değil Türkiye’deki yabancı uyruklu çocukların da haklarını düşünerek planlamakta”
Çocuk haklarının uluslararası platformlardaki varlığının önemine de değinen Bakan Göktaş, “Bakanlık olarak Birleşmiş Milletlerin yanı sıra Avrupa Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) gibi uluslararası kuruluşların çocuk hakları ile ilgili çalışmalarına katılım sağlıyoruz. İİT koordinesinde hazırlanan Taslak Çocuk Hakları Sözleşmesi, Adalet Bakanlığı ile katılım sağladığımız hükümetler arası uzmanlar toplantısında müzakere ediliyor. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin gereği olarak 4’üncü ve 5’inci Ulusal periyodik raporumuzun savunmasını Mayıs 2023’de Cenevre’de Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesinin 93’üncü Oturumunda gerçekleştirdik. Bu çalışma, Türkiye delegasyonun çocuk hakları konusundaki başarısının göstergesidir. Türkiye bu çalışmalarını gerçekleştirirken sadece Türk çocuklarını değil ülkemizde bulunan yabancı uyruklu çocukların da haklarını düşünerek planlamaktadır” değerlendirmesinde bulundu. Burcu DEMİR