BAHAR GELDİĞİ ZAMAN

Herkese merhaba umarım güzel bir hafta geçirmişsinizdir. Ben öyle güzel bir hafta geçirdim. Açıkçası deniz kenarının, martı seslerinin, şehrin gürültüsünden uzak sahil yaşantısının bunda büyük bir etkisi var. Edremit sahilde düzenlenen uçurtma festivali ve meydanda düzenlenen çeşitli konserlerden sonra baharın geldiğini iyice hissetmiş oldum. Biliyorsunuz ki ülke gündemi sancılı bir seçim sürecinden geçiyor. Gazetedeki haberler, […]

BAHAR GELDİĞİ ZAMAN

Herkese merhaba umarım güzel bir hafta geçirmişsinizdir. Ben öyle güzel bir hafta geçirdim. Açıkçası deniz kenarının, martı seslerinin, şehrin gürültüsünden uzak sahil yaşantısının bunda büyük bir etkisi var.

Edremit sahilde düzenlenen uçurtma festivali ve meydanda düzenlenen çeşitli konserlerden sonra baharın geldiğini iyice hissetmiş oldum. Biliyorsunuz ki ülke gündemi sancılı bir seçim sürecinden geçiyor. Gazetedeki haberler, Tv’deki yayınlar, başka hiçbir gündemimiz yokmuş gibi durmadan siyaset konuşuluyor. Oysa bahar geliyor, yağmurlu soğuk günler geride kalırken, erik ağaçlarında erikler yetişiyor, lavanta çiçek kokuları bahçelerden yayılıyor, kır papatyaları yeşil otları süslüyor.

Bu yıl baharın biraz geç gelmesi demek, yazın uzun ve kurak geçeceğine işaret ediyor deniyor ama bilmiyorum umarım öyle olmaz. Daha evvel de küresel ısınma ve su sorunuyla ilgili bir köşe yazısı yazmıştım. Su kaynaklarını doğru ve temiz kullanabilirsek birkaç yaz daha sorun yaşamayacağımızı gösteriyor bilimsel veriler ama hiç belli olmaz. Depremin etkileri de devam ederken özellikle deprem bölgesinde olan Adıyaman, Malatya, Hatay için temiz su ihtiyacı yaz aylarında daha çok kendisini hissettirecek. Umarım orada yaşayan insanlarımız için hayat çok daha hızlı şekilde normale döner.

Bahar herkese aynı ölçüde gelmiyor elbette işte bu yüzden. Deprem gündemden düşse de çadırda, konteynırda hayat bir şekilde hala devam ediyor. İnsanların çoğu yaşadıkları aile yakınlarının kaybının gerçekliğiyle bile yüzleşemediler, bir şok içinde hayatta kalmaya devam ediyorlar. Psikolojik desteğin çok önemli olduğu bu günlerde baharın en çok bu insanlarımız için gelmesi lazım. Gerçek manada bir bahar. Bir yeniden doğuş, hayata yeniden başlangıç…

Bahar geldiği zaman, önümüzdeki 5 Mayıs gecesi, 6 Mayıs’a bağlanan gece Hıdırellez var. Ben Hıdırelleze inananlardanım. Canım annem her Hıdırellezde kağıtlara notlar yazdırır, resimler çizdirir ve dileklerimizi alıp gerçekleştirsin diye Hıdırellez’e bir gül ağacının toprağının altında sunar. Böyle kadim bir gelenekle yetişince ben de şimdiden Hıdırellez için kağıtlara notlar yazmaya, çizim yapmaya başlayacağım. Malum unutmamak lazım. Çünkü annem bu zamana kadar Hıdırellezde ne dilediyse gerçekleşti. Henüz benim dileklerim gerçekleşmemiş olsa da umudu yitirmemek lazım.

Ben çocukken Hıdırellez gecesi, ateşler yakılır üstünden atlanırdı sokaklarda. Şimdi bu gelenek çokça azalmış açıkçası son 10 yıldır böyle bir şey görmedim sokaklarda. Bu geleneği hala devam ettirenler varsa ne mutlu onlara. Bu tür geleneklerimizi seviyorum kaybetmememiz lazım. Modernleşme çerçevesinde yitip gitmemeli geleneklerimiz, pozitif alışkanlıklarımız.

Benim için bahar kısaca böyleydi. Umarım her birinizin içine bahar, iyilikle, sağlıkla, umutla gelir. Güzel günler görmeye az kaldı. Kendinize iyi bakın, iyi haftasonları diliyorum. Görüşmek üzere!

 

Exit mobile version