ATAM İZİNDEYİZ

Her yazar, çizer veya eleştiricinin bir bakış noktası ve bakış açısı ile bakış penceresi vardır. Belli bir açıdan baktığınızda o açının ölçüsü kadar bakabilir ve bakış açısının size sunduğu görüntü kadar bir şeyler görebilirsiniz. İnsanları hak ettiğinden veya haddinden fazla abartarak anlatırsanız; o insanı küçültmüş olursunuz. Kişileri taşıdığı değer ve kariyerinin dışında, haksızlık ederek, onun […]

ATAM İZİNDEYİZ

Her yazar, çizer veya eleştiricinin bir bakış noktası ve bakış açısı ile bakış penceresi vardır. Belli bir açıdan baktığınızda o açının ölçüsü kadar bakabilir ve bakış açısının size sunduğu görüntü kadar bir şeyler görebilirsiniz. İnsanları hak ettiğinden veya haddinden fazla abartarak anlatırsanız; o insanı küçültmüş olursunuz. Kişileri taşıdığı değer ve kariyerinin dışında, haksızlık ederek, onun özellik ve erdemini gizleterek anlatmaya çalışırsanız; o bireye de çok çok haksızlık etmiş olursunuz. “Yiğidi öldür; fakat hakkını ver“ sözü yerinde söylenmiş bir Türk Atasözü olarak bu gerçeği en veciz bir biçimde ifade etmektedir.

Başlangıçta “Gerçekçi Hikâye” türünde eserler veren Aziz Nesin, daha

sonra bu hikayelerdeki mizah ve hiciv unsurlarını ön plana çıkardı ve şöhretini mizah yazarı olarak yaptı. Türk mizah geleneğinden ustaca istifade eden ve kısa cümleli, çok diyaloglu, zeki buluşlu, ince dikkatli üslubuyla toplumun zıptıkçı, türedi tiplerini, aksayan ve hicve elverişli olaylarını, özellikle de pek çoğumuzun görmediği veya görmek istemediği bürokratik yapımız ile işleyişindeki aksaklıkları iyi yakalamıştır.

Mizahın gereği olarak bazı konuları abartılı bir şekilde aktarışı ve anlatımıyla da dünya çapında bir mizah yazarı olmuş, eserleri birçok yabancı dile çevrilmiştir.

Ünlü mizah yazarımız ideolojik amaç taşıdığı zamanlar, çok zararlı etkileşim sonuçları meydana getirmiş; birkaç sayfalık bir hikaye ile bir cümlelik telkin de bile din, aile, ahlak gibi pek çok değerlerin yıkılmasına zemin oluşturan bir unsuru, kolaylıkla hazırlayabilmiştir. Bir zamanlar çok okunan bir yazar olduğu için de yeni nesiller ve genç dimağlar üzerinde bu yönüyle de olumsuz bir etkisi yaratmıştı.

Özellikle b ü r o k r a t i k yapı ve işleyişteki aksaklıkları iyi yakaladığını söylemiştim. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Programlarında Milletçe “ATAM İZİNDEYİZ” diye tüm Türkiye olarak haykırmaktayız. Ancak O, bu haykırışımızı büyük bir ustalıkla şöyle dile getirmektedir:

Atam hala yaşıyorsak,

Edepsizlik sayesinde.

Atlı Ok’u soruyorsan,

Politika dehlizinde,

Hele ……………………….

Halkçılıkla devletçilik,

Anlatamam, çok hazin de…,

Çoktan beri sahteciler,

Ağır çeker, her vezinde.

Sorma Atam halimizi,

Halmi kaldı anlatacak,

İşte geldik dizindeyiz,

Yata yata çok yorulduk,

Tatil, yaptık izindeyiz.

Sanayide henüz daha,

Cafer için lazım diye,

Amerikan bezindeyiz.

Geçeceğiz Avrupa’yı,

Ama şimdi izindeyiz.

Hocamız var, hacımız var,

Uçan kuşa borcumuz var,

El oğlunun ağzındayız,

Ama bizi zor bulurlar,

Bahar, yaz, kış izindeyiz.

Evet, doğru söylemişsin,

“Türk Milleti çalışkandır”,

Biz de senin tezindeyiz,

Dinlenmekten yorulduk da,

Onun için izindeyiz.

Zinde kuvvet diye söz var,

Kimse bilmez adresini,

Ah zindeyiz, vah zindeyiz,

Bu gün değil, bu yıl değil,

Çoktan beri izindeyiz.

İlerledik Ata’m öyle,

Şimdi görsen tanımazsın,

Amerikan tarzındayız,

Arasan da bulamazsın,

Otuz yıldır izindeyiz.

10 Kasım Atatürk’ü Anma Proğramları düzenlenip Ata’mız yâd edilirken, mizah ve hiciv yazarımız Aziz Nesin’in kanayan bir yaramıza daha parmak bastığını düşünüyorum.

 

Exit mobile version