Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Babakale Köyü, yalnızca Türkiye’nin değil, Asya kıtasının da en batı noktası olma özelliğini taşıyor. Antik çağlardan günümüze ulaşan bu köy, gözlerden uzak konumuyla adeta doğanın ve tarihin kucaklaştığı bir vaha gibi. Yolculuk biraz uzun sürse de, vardığınız an tüm yorgunluğunuzu unutturacak kadar etkileyici.
Osmanlı’nın Son Kalesi: Babakale’nin Tarih Kokan Duvarları
Köye adını veren Babakale, 18. yüzyılda Osmanlı donanmasının korsanlara karşı savunma amaçlı inşa ettiği son kale olma özelliğini taşıyor. Dört burcu, taş duvarları, içindeki camisi ve hamamıyla adeta yaşayan bir müze. Kaledeki surlardan bakıldığında ise Ege’nin mavilikleri kadar, göz alabildiğine uzanan Midilli Adası’nın silüeti insanı büyülüyor.
El Yapımı Bıçaklarıyla Ün Salmış Bir Köy
Babakale, yalnızca doğasıyla değil, kültürel üretimiyle de dikkat çeken bir yer. Osmanlı döneminden bu yana süregelen el yapımı bıçak geleneği, bugün hâlâ ustaların ellerinde yaşamaya devam ediyor. Köydeki atölyelerde ince işçilikle yapılan bu bıçaklar, hem koleksiyoncuların ilgisini çekiyor hem de köye ayrı bir kimlik kazandırıyor.
Dinginlik ve Sessizlik Arayanlara
Babakale, kargaşadan uzak, doğayla baş başa bir tatil isteyenler için ideal bir durak. Taş evlerle süslü sokakları, çiçeklerle bezenmiş duvarları ve sakin limanı ile zamanın yavaş aktığı bu köy, ruhunuzu dinlendirmenin en saf halini sunuyor. Sabahları martı sesleriyle uyanıp, akşamları denize nazır bir balık sofrasında gün batımını izlemek burada bir rutin haline geliyor.
Sertifikalı Ziyaret Noktası
Asya kıtasının en batı ucu olarak kabul edilen Babakale’de köy muhtarlığı tarafından verilen “En Batı Nokta Ziyaret Sertifikası”, buraya gelen turistler için küçük ama anlamlı bir hatıra. Bu özel belgeyle birlikte Babakale ziyaretiniz, unutulmaz bir anıya dönüşüyor.
Ege’nin Serin Sularında Serinlemek
Köyün denizi temiz, berrak ve oldukça davetkâr. Özellikle yaz aylarında dalgasız ve sığ koylarıyla denize girmek isteyenlerin gözdesi. Kalabalık sahil şeritlerinden farklı olarak burada sessizlik ve doğallık ön planda. Kum değil taşlık bir sahili olsa da, suyun berraklığı ve doğallığı fazlasıyla telafi ediyor.
Balıkçılıkla Yaşayan Bir Liman
Babakale Limanı, yalnızca manzarasıyla değil, köyün ekonomik ve sosyal hayatının da kalbi sayılıyor. Gün batımında limana yanaşan küçük balıkçı tekneleri ve liman çevresinde kurulu salaş balık restoranları, bu sahil köyünün ruhunu en iyi anlatan karelerden.
Konaklamada Sade ve Samimi Seçenekler
Köyde büyük oteller yok ama sıcacık aile pansiyonları, taş evlerden dönüştürülmüş butik oteller ve köy evleri var. Bu da konaklamayı daha otantik ve yerel bir deneyime dönüştürüyor. Özellikle taş duvarlı, begonvilli avlulu evler, köyün atmosferine uyum sağlamak isteyen gezginlerin gözdesi.
Babakale, sadece bir rota değil, başka bir zamanın içine atılmış bir adım gibi… Ege’nin uç noktası olmasının ötesinde, kalbinizde bir iz bırakacak bir huzur köyü. Çanakkale’den biraz uzak, ama gitmeye fazlasıyla değen bir yer. Eğer yolunuzu bu tarafa düşürürseniz, Babakale’de zamanın ritmini duyacaksınız.
Şefiye YILDIRIM