Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Melih Kadir Efe

Aşkı Yaşamak Yerine Sergilemek: Sevgililer Günü’nün Yeni Modası!

Şubat ayının 14’ü yaklaştığında, sosyal medya platformlarında adeta bir hareketlilik başlar. Kırmızı güller, devasa peluş oyuncaklar, ışıltılı kolyeler ve lüks restoranlarda çekilen fotoğraflar ekranlarımızı süsler. Sevgililer Günü, yıllardır aşkı ve sevgiyi kutlamak için özel bir gün olarak kabul edilse de, son yıllarda bu özel günün gösteriş yarışına dönüştüğüne hepimiz şahit oluyoruz. Peki, sevgiyi göstermek bu kadar gösterişli olmalı mı?

Sevgi mi, Gösteriş mi?

Sevginin paylaşıldığı anlar, elbette herkes için anlamlıdır. Ancak, sosyal medyada ‘beğeni’ toplama uğruna sergilenen hediyeler, çoğu zaman sevginin özünden uzaklaşıyor. Bir hediye gerçekten sevgiyi ifade etmek için mi veriliyor, yoksa takipçilerin gözünde “ne kadar özeliz” mesajı vermek için mi? İşte asıl soru burada başlıyor.

Oysa gerçek sevgi, büyük hediyelerde veya şaşalı jestlerde değil, küçük ama samimi anlarda saklıdır. Birlikte içilen bir kahve, paylaşılan bir tebessüm ya da hiç beklenmedik bir anda gelen minik bir not… İşte sevginin gerçek özü burada gizlidir.

Sosyal Medya ve Sahte Mükemmeliyet

Sosyal medya, hayatımızın her alanına sızdı ve artık en özel anlarımızı bile paylaşma refleksi geliştirdik. Sevgililer Günü ise bu paylaşım çılgınlığının doruk noktalarından biri haline geldi. Instagram’da pembe kalpli pastalar, Twitter’da ‘şanslıyım’ paylaşımları, TikTok’ta ise sürpriz videoları… Tüm bunlar, gerçek sevgiyle gösteriş arasında ince bir çizgi oluşturuyor.

Bir psikolog şöyle der: “Sosyal medyada sürekli mutluluğu sergilemek, çoğu zaman o anın samimiyetini zedeler.” Gerçekten de öyle değil mi? Sevgi iki kişi arasında yaşanması gereken özel bir duygu iken, neden bu kadar göz önüne seriliyor?

Hediyelerin Anlamı Değişti mi?

Eskiden Sevgililer Günü’nde verilen hediyeler, özel anlamlar taşırdı. El emeği hazırlanan küçük sürprizler, sevgi dolu kartlar… Şimdi ise hediye seçimlerinde gösteriş yarışı başı çekiyor. Kim daha pahalı takı aldı, kim daha büyük çiçek gönderdi, kim daha romantik organizasyon düzenledi… İşte bu yarışı kazanmaya çalışırken, sevgi geride kalıyor.

Sosyal Baskının Etkisi

Sosyal medyada gösterilen bu ‘mükemmel aşk’ tabloları, diğer çiftler üzerinde de baskı yaratıyor. “Herkes sevgilisinden pahalı hediyeler almış, ben neden almadım?” ya da “Bizim sevgililer günümüz neden bu kadar gösterişli geçmedi?” gibi sorular, çiftler arasında gereksiz kıyaslamalara ve tartışmalara yol açabiliyor.

Oysa sevgi, maddi hediyelerle değil, manevi bağlarla güçlenir. O gün alınan bir gül değil, o gülün arkasındaki düşünce önemlidir. Çiftlerin birbirine duyduğu saygı, anlayış ve sevgi, pahalı hediyelerle değil, kalpten gelen küçük ama değerli anlarla büyür.

Sevgi Gözlerde Değil, Kalpte Yaşanır

Sevgililer Günü, elbette güzel anılar biriktirmek için bir fırsattır. Ancak bu anıları sosyal medyada kanıtlama çabasına girmeden, içtenlikle yaşamak daha kıymetlidir. Sevgiyi göstermek için lüks restoranlarda yemek yemek veya pahalı hediyeler almak gerekmez. Bazen sade bir “seni seviyorum” cümlesi, dünyalara bedeldir.

Belki de bu yıl, Sevgililer Günü’nde telefonlarımızı bir kenara bırakıp, sevdiğimiz kişiyle göz göze, kalpten gelen bir sohbetle bu günü kutlamak gerek. Çünkü gerçek sevgi, sosyal medyada değil, kalpte yaşanır.

Sevgilerimle…

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER