Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

 “ASGARİ ÜCRETLE İLGİLİ YEDİ GERÇEĞİ” AÇIKLADI

DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında asgari ücreti ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Meseleyi yedi açıdan ele alan Dalgın, “Asgari ücretli belirlerken hassas bir denge kurmaya mecburuz. Vatandaşımızı fukaralık ve sosyal yardıma, işletmelerimizi iflasa ve kayıt dışına mahkûm edemeyiz” dedi.

DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili

Asgari ücretin doğrudan 7 milyona yakın kişiyi ilgilendirdiğini söyleyen DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın maaş zamlarına değidi. Dalgın, “Asgari ücret doğrudan 7 milyona yakın, dolaylı olarak da tüm özel sektör çalışanlarımızı ilgilendiren bir konu. Ancak maalesef genelde tek bir boyutta ele alınıyor: kaç lira? Bu elbette anlaşılabilir bir şey. Ancak konu kapsamlı. Kaş yaparken gözü çıkarmamak, yaratıcı çözümler geliştirmek gerek” dedi.

“ZAMMIN BEREKETİ BİRKAÇ AY SÜRÜYOR”

Dalgın, görüşlerini yedi başlık altında aktardı. Milletvekili Burak Dalgın, “Bakın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı asgari ücreti nasıl tanımlıyor:  ‘İşçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek ücrete asgari ücret denilmektedir.’ Bugünkü asgari ücretle, bırakın giyimi, kültürü, vatandaşlarımız mutfak alışverişini bile karşılayamıyor. TÜRK-İŞ’in Kasım ayı araştırmasına göre açlık sınırı aylık 14 bin lira, yoksulluk sınırı 46 bin lira. Bekar bir çalışanın bile yaşama maliyeti aylık 18 bin lira olmuşken, insanlardan asgari ücretle aile geçindirmeleri bekleniyor. Hükümete sesleniyorum: ‘Türkiye Yüzyılı’ndan anladığınız, açlık sınırının altında bir ücretle yaşamaya çalışan insanlar mıdır? Bakın, asgari ücrette 350-400 dolar seviyesini bir türlü kıramıyoruz. Yapılan zamlarla 400 doların üzerine kısa süreli çıkılıyor ancak kurun yükselmesiyle birlikte yine 300-350 dolar seviyelerine dönüyoruz. Bir mukayese için söyleyeyim: Dünyanın ucuz işgücü deposu denen Çin’in Şangay şehrinde asgari ücret aylık 370 dolar seviyesinde. AB ülkeleri arasında en düşük asgari ücret verilen ülkeyiz. Komşumuz Bulgaristan’da asgari ücret 400 dolar seviyesinde. Saatlik asgari ücret sıralamasında, 36 OECD ülkesi arasında 28’inci sıradayız. Ucuz işgücü, ucuz ülke, ucuz para birimi diye diye ülkemizi vasatistan, vatandaşlarımızı da parya haline getirdiler. Vasatistan olmayı da parya olmayı da reddediyorum!” ‘Asgari ücrete yapılan zam, enflasyon karşısında birkaç ay içinde eriyor’ Dalgın, enflasyon karşısında eriyen zamlarla devam etti: “Maalesef asgari ücrete yapılan zammın bereketi birkaç ay ancak sürüyor” dedi.

“ASGARİ ÜCRET ARTIK GENEL ÜCRET HÂLİNE GELDİ”

Dalgın, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına göre ‘Asgari ücret, uygulamada verilebilecek en düşük ücrettir.’ Yani, asgari ücret, mesleki veya teknik becerisi olmayan, iş deneyimi az çalışanlara başlangıç ücreti olarak verilir. Zaten dünya uygulamaları da bu yönde. İspanya’da asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 1. Almanya’da asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 6,5. Bulgaristan’da asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 14. Bizde ise bu oran yüzde 40! Bu kazanç eşiğini asgari ücretin yüzde 20 fazlasına taşırsak, bu oran yüzde 50’yi aşıyor. Yani yaklaşık 12 milyon kayıtlı çalışan, ayda 14 bin liranın altında maaş alıyor. Bazı kayıt dışı çalışanlar, ya da kazancının bir kısmını elden iade edenler asgari ücretin bile altında kazanıyor. Bu meseleler kadın çalışanlar açısından daha da yaygın” şeklinde konuştu.

“YILLAR İÇİNDE ÜCRETLER, ASGARİ ÜCRETTE BULUŞUYOR”

Burak Dalgın, dördüncü başlık altında ücretlerin yıllar içinde asgari ücrette buluşmasına şu sözlerle değindi; “2007’de Türkiye’de ortalama ücret asgari ücretin 2,4 katıyken bugün bu oran 1,7’ye gerilemiş durumda. Yani, asgari ücret açlık sınırına doğru, ortalama ücretler de asgari ücrete doğru baskılanıyor. Bunun doğal sonucu; tecrübe, çalışkanlık, eğitim gibi kriterlerin para etmemesi, anlamsızlaşmasıdır. Bunun doğal sonucu; kolay para hevesinin, kredi batağının her yanı kanser gibi sarmasıdır. Kötü ekonomi idaresinin neticesi, sefalettir. Kötü ekonomi idaresinin neticesi, vasatlıktır. Kötü ekonomi idaresinin neticesi, ahlaksızlıktır.”

“ASGARİ ÜCRETİN REFAH ETKİSİ ŞEHİRDEN ŞEHİRE DEĞİŞİYOR”

Dalgın, “İllerimiz arasında çok ciddi yaşam maliyeti farklılıkları var. Örneğin, Endeksa verilerine göre bazı illerimizde 8-9 bin lira civarında olan aylık ortalama kira ücreti, İstanbul’da 17 bin, Ankara’da 14 bin liranın üzerinde. Asgari ücretin kiraya bile yetmediği illerimiz var. Bu gerçeği iktidar da kabul ediyor. Nitekim geçen hafta Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen torba yasada, İstanbul’a taşınan BDDK personeline ‘hayat pahalılığı’ gerekçe gösterilerek ek tazminat verilmesi maddesi vardı. TÜİK’e kulak verelim. Temel gelir kaynağı maaş, ücret, yevmiye geliri olan hane halklarına bakmışlar. Gelirlerin yüzde 22,5’ini ulaşıma, yüzde 21’ini gıdaya ve yüzde 21’ini konut ve kira harcamalarına ayırıyorlar. Bu üç temel kalem aylık gelirlerinin yaklaşık üçte ikisine tekabül ediyor. Şaşırtıcı değil. Bir tarafta, ortalama aylık kiranın 17 bin lira olduğu, işe gitmek için vesait değiştirilen, gıda fiyatlarının yüksek olduğu İstanbul var. Diğer tarafta kiranın 8-9 bin lira olduğu, işe tek vesaitle gidilen, gıda fiyatlarının nispeten az olduğu başka şehirlerimiz. Her iki yerde çalışan insan da aynı asgari ücreti alıyor. Bu adil bir yaklaşım mı? Bugün ABD’de, Kanada’da, Çin’de şehirlere göre farklı asgari ücretler var. Mesela ABD’de 100’den fazla farklı asgari ücret bulunuyor. Mesela Çin’de bazı bölgelerde, değişen ekonomik koşullara göre üç veya dört farklı asgari ücret seviyesi bulunuyor” ifadelerini kullandı.

“ASGARİ ÜCRETİ HÜKÜMET BELİRLİYOR, ÖZEL SEKTÖR ÖDÜYOR”

Burak Dalgın, son olarak asgari ücretin hükümet tarafından belirlenmesine dikkat çekti: “Asgari ücreti hükümet açıkladığı için sanki iktidar kendi kesesinden bir şey bahşediyor havası var. Bu çok yanlış. Zaten, kamuda asgari ücretle çalışan kimse yok. Yani hükümet kimseye bu ücreti ödemiyor. Asgari ücreti özel sektör işverenleri ödüyor. Yani hükümet, başkasının kesesi üzerinden maaş dağıtıyor. İşveren deyince, aklınıza holdingler gelmesin. Bu maaşı sokağın köşesindeki esnaf Hamdi Efendi, KOBİ’sini büyütmeye çalışan İsmail Bey, girişimini ayağa kaldırmaya çalışan Ayşe Hanım ödüyor. Unutmayalım, ülkemizde 10 kişiden 7’sini KOBİ’ler istihdam ediyor! Asgari ücret seviyesini belirlerken, bu işletmelerin hayatını sürdürmesini ve kayıt dışına kaçmasını da göz önüne almamız gerekiyor. Bu konunun bir de hürriyetler tarafı var. Hükümet 5 milyon memurun maaşını, 16 milyon emeklinin maaşını, 7 milyon asgari ücretlinin maaşını, dolaylı yoldan milyonlarca özel sektör çalışanının maaşını belirliyor. Açık söyleyeyim: toplumun dörtte üçünün maaşını belirleyen bir hükümet, aslında her şeyi belirliyordur. İktisadi, toplumsal ve siyasi hürriyetler bir bütündür.” Buse YAŞAR