Middle East Eye’ın haberine göre, Doha’da masaya yatırılan “NATO tarzı Arap savunma birliği” planı büyük tartışmalara yol açtı. Mısır’ın önerisiyle gündeme gelen bu oluşumda Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin net bir şekilde karşı tavır aldığı, özellikle Türkiye ve İran’ın bu yapıya dahil edilmesine sıcak bakılmadığı öğrenildi.
Üst düzey Mısırlı bir diplomata göre, Körfez ülkeleri “ortak güvenlik mekanizması” fikrine destek verse de, Ankara ve Tahran’ın masada olmasını istemedi. Bunun yerine, meseleyi sadece kendi savunma konseyleriyle sınırlı tutma kararı aldılar.

Asıl Çatışma: Liderlik Krizi
Mısır’ın ortaya attığı planda, oluşturulacak askeri birliğin dış tehditlere –özellikle İsrail kaynaklı olası saldırılara– karşı “hızlı müdahale gücü” olarak konumlanması öngörülüyordu. Ancak bu noktada en büyük tartışma, birliğin başına kimin geçeceği oldu.
- Suudi Arabistan, liderliği üstlenmek isterken,
- Mısır ise kendi askeri tecrübelerini öne sürerek bu rolün kendisine ait olması gerektiğini savundu.
Bu anlaşmazlık, toplantının seyrini çıkmaza soktu.

Sisi Zirveden Hayal Kırıklığıyla Ayrıldı
Haberde, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin, görüşmelerden beklediğini bulamadan Doha’dan ayrıldığı aktarıldı. Diplomatik kaynaklar, Sisi’nin “derin bir hayal kırıklığı” içinde ülkesine döndüğünü vurguladı.
Öte yandan Middle East Eye, konuyla ilgili görüş almak için Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanlıklarına ulaştı ancak yayın saatine kadar herhangi bir yanıt alamadı.
Kritik Zirvenin Gölgesinde İsrail Saldırısı
15 Eylül’de gerçekleşen bu zirve, aslında son derece gergin bir atmosferde yapıldı. Zirveden kısa süre önce İsrail’in Doha’da Hamas liderlerine yönelik saldırısı dünya gündeminde büyük yankı uyandırmıştı. Altı kişinin hayatını kaybettiği bu saldırı, toplantıya katılan liderlerin ortak güvenlik tartışmalarına farklı bir boyut kazandırdı.

Türkiye ve İran’ın Dışlanması Ne Anlama Geliyor?
Alınan bu karar, Ankara açısından diplomatik bir hayal kırıklığı olarak değerlendiriliyor. Zira Türkiye, bölgesel güvenlik politikalarında aktif rol üstlenmeyi hedeflerken, Arap dünyasının güçlü aktörleri tarafından masanın dışında bırakılması yeni tartışmalara kapı araladı.
Uzmanlar, bu durumun sadece diplomatik ilişkilerde değil, ilerleyen süreçte enerji, ticaret ve bölgesel stratejik iş birliklerinde de yankı uyandırabileceğini belirtiyor.
HABER MERKEZİ
Fotoğraflar: İHA

