Efsaneden Günümüze
Rivayete göre Antik Mısır’ın son kraliçesi Kleopatra, Akdeniz seferleri sırasında bu plajın berrak sularında yüzmüştü. O dönemden itibaren kraliçenin adıyla anılan plaj, hem tarihi hikâyesi hem de doğal güzellikleriyle her yıl binlerce turistin rotasına giriyor.
Mavi Bayraklı Kartpostal Güzelliği
Mavi Bayrak ödüllü Kleopatra Plajı, turkuaz renkteki denizi ve yumuşacık altın kumlarıyla adeta kartpostalları andırıyor. Denizi sığ ve dalgasız olduğundan adeta bir doğal havuz niteliğinde. Üstelik plaja girişler tamamen ücretsiz. Tatilciler yalnızca şezlong ve şemsiye gibi olanaklardan faydalanmak istediklerinde cüzi bir ücret ödüyor.

Konaklama ve Çevre Olanakları
Plajın çevresinde her bütçeye hitap eden konaklama seçenekleri bulunuyor. Lüks otellerden butik işletmelere kadar geniş bir yelpazede hizmet sunuluyor. Güneşin ve denizin tadını çıkaran ziyaretçiler, aynı zamanda Alanya’nın tarihi yapıları ve doğal güzelliklerini keşfetme imkânı buluyor.
Görmeden Dönülmemesi Gereken Bir Nokta
Antalya’ya yolu düşenler için Kleopatra Plajı, sadece bir deniz tatili noktası değil; tarihle doğanın kucaklaştığı eşsiz bir buluşma yeri. Hem geçmişten gelen efsanesi hem de günümüzde sunduğu güzelliklerle, Akdeniz’in gerçek incilerinden biri olmayı sürdürüyor.

Sıla SOLAKLAR VERİM