Ağaçların Sessiz Yalnızlığı: Koalalar

Dünyanın bir ucunda, Avustralya’nın okaliptüs ormanlarında sessizce yaşayan bir canlı var: Koala. Minik burnu, peluş gibi tüyleri ve hüzünlü bakışlarıyla çoğu insanın kalbini ilk bakışta çalan bu hayvan, aslında doğanın en kırılgan mucizelerinden biri. Koalalar, günlerinin yaklaşık 20 saatini uyuyarak geçiriyor. Kalan birkaç saatlerinde ise sadece yaprak yiyorlar. Ama öyle her yaprak değil, yalnızca belli […]

SERKAN TATOGLU - Marmara Bölge Gazetesi

Dünyanın bir ucunda, Avustralya’nın okaliptüs ormanlarında sessizce yaşayan bir canlı var: Koala. Minik burnu, peluş gibi tüyleri ve hüzünlü bakışlarıyla çoğu insanın kalbini ilk bakışta çalan bu hayvan, aslında doğanın en kırılgan mucizelerinden biri.

Koalalar, günlerinin yaklaşık 20 saatini uyuyarak geçiriyor. Kalan birkaç saatlerinde ise sadece yaprak yiyorlar. Ama öyle her yaprak değil, yalnızca belli türde okaliptüslerin yapraklarıyla besleniyorlar. Bu seçicilikleri, onların ne kadar narin bir yaşama sahip olduklarını bize fısıldıyor.

Ama belki de koalaları en çok anlatan şey, onların sesini duyamıyor oluşumuzdur. Tehlikeye karşı bağırmazlar, korktuklarında çığlık atmazlar, sevinçlerini dillendirmezler. Sessizliğin içinde var olurlar. Tıpkı dünyanın birçok köşesinde sesi duyulmayan ama varlığıyla dengeyi sağlayan nice canlı gibi…

Son yıllarda çıkan yangınlar, kuraklık ve orman tahribatı onların yaşam alanlarını tehdit ediyor. Yüzlerce koala bir gecede yok olabiliyor. Ve belki bizler farkına bile varmadan, bir ağaçla birlikte bir hayat daha sönüyor.

Bu yazıyı okuyan biri olarak koalalar için yapabileceğiniz şey çok basit: Farkında olmak. Çünkü farkındalık, her değişimin başlangıcıdır. Doğayı korumak, yalnızca o bölgenin değil, tüm insanlığın ortak sorumluluğudur. Her ağacı, her canlıyı “uzak” sanmak, sonunda bizi de yalnızlığa iter.

Koala, sadece sevimli bir yüz değil. O, doğanın inceliği, hassas dengesi ve sessiz çığlığıdır.

 

Exit mobile version