Ağaçların Şairi: Kızıl Sincaplar

Her sabah pencereyi açtığımda gözüm bir ağacın gövdesine takılıyor. Güneşin ilk ışıkları gövdedeki kabukları altın gibi parlatırken, gövdenin tam ortasında incecik bir kırmızı kuyruk gözüküyor. Kıpır kıpır… Evet, o yine orada: minik bir kızıl sincap. Kızıl sincaplar, doğanın en zarif yaratıklarından biri. Sanki her hareketleri bir dans, her sıçrayışları bir melodi. Sessizce çıkageliyorlar; bir anda […]

Serkan TATOGLU 1 - Marmara Bölge: Balıkesir Son Dakika Haberleri ile Hava Durumu

Her sabah pencereyi açtığımda gözüm bir ağacın gövdesine takılıyor. Güneşin ilk ışıkları gövdedeki kabukları altın gibi parlatırken, gövdenin tam ortasında incecik bir kırmızı kuyruk gözüküyor. Kıpır kıpır… Evet, o yine orada: minik bir kızıl sincap.

Kızıl sincaplar, doğanın en zarif yaratıklarından biri. Sanki her hareketleri bir dans, her sıçrayışları bir melodi. Sessizce çıkageliyorlar; bir anda bir ağacın tepesinde, sonra bir bakmışsınız toprağın üzerine inmiş, bir fındık kabuğunu kemiriyorlar. O küçücük patileriyle dünyaya tutunma çabaları insana kendini sorgulatıyor: Biz de yaşamın içinde bu kadar zarif olabiliyor muyuz?

Bir sincap sabırsız değildir. Mevsimlere güvenir, toprağın kalbine emanet ettiği tohumun günün birinde ona geri döneceğini bilir. Oysa biz? Daha dikmeden meyve bekleyen insanlarız çoğu zaman.

Kızıl sincaplar aynı zamanda doğanın unutulmuş bahçıvanlarıdır. Gömdükleri fındıkları, meşeleri çoğu zaman unuturlar. İşte oradan yeni ağaçlar filizlenir. Onların “unutkanlığı”, ormanın sürekliliğini sağlar. Oysa biz insanlık olarak neyi ne zaman unutmamız gerektiğini, neyi hatırlamamız gerektiğini çoğu zaman karıştırıyoruz.

Doğada hiçbir şey boşa değildir. Kızıl sincapların yuvaları, eski ağaç kovuklarıdır. Ormanın yaşlılarına tutunurlar. Biz ise çoğu zaman “eski” olanı yük sayar, ondan kurtulmaya çalışırız. Oysa doğa bilir: Eskinin içinde yeninin tohumu vardır.

Kızıl sincaplar sadece sevimli canlılar değiller. Onlar, doğanın ritmini bozmadan, sessizce sürdüren birer öğretmendir. Ne bağırırlar, ne gösteriş yaparlar. Varlıkları yetiyor ders vermeye.

Belki biz de biraz kızıl sincap olmalıyız. Fazla tüketmeden, fazlaca gürültüye karışmadan… Doğanın kalbine bir fındık gömer gibi, bu dünyaya güzellik bırakmalıyız.

Ağaçtan ağaca seken o kıvırcık kuyruklu şiir gibi canlılara her rastladığımda içim umutla dolar: Bu dünyada hâlâ zarafet var. Hâlâ denge var. Yeter ki fark edelim.

Exit mobile version