Amerika Birleşik Devletlerinin 16. Başkanı (1960-1965) olarak o güne kadar yararlı düşüncelerini zihninde oluşturduktan sonra pratiğe ve olumluya dönüştürebilme dehasıyla giriştiği iş, işlem ve seçimlerin çoğunu ilk etapta kaybetmeyi içine sindiremeyen ve başarıya ulaşma çabasını da asla yitirmeyen, daima ileriye yürümeye çalışan bir kişiliği vardı. Yalnız iki yıl okula gitti ve formal eğitim sürecini yaşamadı. Ancak, çok okuyarak kendi kendini yetiştirip 27 yaşında dışarıdan bitirme sınavlarına girerek hukuk diplomasını aldı ve avukatlık yapmaya başladı. Küçük yaş ve gençliğinde öğrenci olabilme nostaljisini yaşamadığı, yaşamın kitaplarda yazıldığı gibi olmadığını gördüğü için oğlunun eğitiminde, oğlunu eğitecek eğitim-öğretim elemanları konusunda seçici davranan ve önem veren Abraham LİNCOLN, oğlunu yetiştirecek olan okulun müdürüne yazdığı ÖĞRET ONA Kİ… Diye söze başlayan mektubunda:
Öğrenmesi gerekli, biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığı.
Fakat bunu da öğret ona, her alçağa karşılık bir kahraman
Her bencil politikacıya karşılık kendini adamış bir lider vardır.
Her düşmana karşılık bir dost olduğunu da öğret ona.
Zaman alacak, biliyorum; fakat öğretebilirsen ona,
Kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret.
Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı.
Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu.
Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.
Bırak erken öğrensin zorbaların görünüşte galip olduklarını…
Eğer yapabilirsen ona kitapların mucizelerini öğret.
Fakat ona sessiz zamanlar da tanı.
Gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçlardaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği…
Okulda hata yapmanın hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.
Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi…
Nazik insanlara karşı nazik,
Sert olanlara karşı da sert olmasını öğret ona.
Herkes birbirine takılmış bir yöne giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma.
Tüm insanları dinlemesini öğret ona.
Fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret…
Eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona.
Göz yaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret.
Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini…
Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret.
Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret.
Ona nazik davran, fakat onu kucaklama; çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır.
Bırak, sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun.
Bırak, cesur olacak kadar sabrı olsun.
Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır…
Bu büyük bir istektir, ne kadarını yapabilirsen bir bak bakalım…
O ne kadar iyi, küçük bir insan.
Oğlum.
A.B.D.’nin yüzkarası olarak gördüğü köleliğin kaldırılması, ideal ve tavizsiz bir demokrasinin kurulması ile saygı görmesi için çalışan Abraham Lincoln, azmindeki kesinlik, yüksek ahlakı, samimi alçak gönüllülüğü, büyüleyici hitabeti, gerçek demokrasiye ve insan haklarına olan inancı doğrultusunda oğlunun eğitim sürecinde hayata hazırlanması, insan gibi insan olarak eğitilmesi ve yaşamın gerçeklerinin öğretilmesini istediği düşüncelerine katılacağınızı düşünüyorum.